LISE PSİKOLOJİ 5

ORGANİZMA VE ÇEVRE İLİŞKİLERİ

                     

                        

            Algıda Seçiciliği Belirleyen Faktörler

            a) Algılanan Uyarıcıyla İlgili Faktörler (Dış Etkenler)

·         Uyarıcının Şiddeti ve Büyüklüğü: Şiddetli bir çığlık, parlak bir ışık, gökdelen binalar, gazete manşetleri, şiddetli bir patlama, algıda seçiciliğe neden olur. Arabanın alarm sesi, gol pozisyonuna girildiğinde spikerin sesini yükseltmesi, gök gürlemesi uyarıcı şiddetiyle ilgili algıda seçiciliği belirleyen faktörlerdir.

·         Tekrar: Tekrar eden uyarıcılar daha çok dikkat çeker. Çünkü tekrar fark edilme olasılığını artırır. Yol yapım çalışmalarında yanıp sönen ışıkların kullanılması, ambulansların sireni, reklâm panolarında aynı reklâmdan çok sayıda asılması algıda seçiciliğe neden olur.

·         Tuhaflık (Gariplik) : Beklenenin dışında garip olaylar ve durumlar algıda seçiciliğe neden olur. Alış – veriş merkezinin içinde develerin bulunması, cenazede bir kişinin renkli kostüm giymesi gibi durumlar dikkat çeker.

·         Değişiklik: Alışılmış ortamlardaki ve bilinen uyaranlardaki değişiklikler algıda seçiciliğe neden olur. Bıyıklı görmeye alıştığımız bir arkadaşımızın bıyığını kesmesi dikkat çeker.

·         Hareketlilik: İnsanların harekete karşı duyarlılıkları vardır. Hareket halindeki uyarıcılar, hareketsiz uyarıcılara göre daha çok dikkat çeker. Reklâmlarda hareketli görüntülere yer verilmesinin nedeni budur.

·         Zıtlık: Aynı ortamdaki zıt uyarıcılar algıda seçiciliğe neden olur. Beyaz insanların içerisindeki bir zenci hemen dikkat çeker.

            b ) Algılayan Bireyle İlgili Faktörler (İç Etkenler)

·         İlgi: Bireyler ilgi duydukları alanlara ilişkin uyarıcıları öncelikli algılama eğilimindedirler. Spora ilgi duyan bireyler öncelikli olarak spor haberlerini algılarlar.

·         Meslek: Bireyler meslekleriyle ilgili alanlardaki algılamalarında seçici olurlar. Diş hekiminin dikkati dişler üzerinde yoğunlaşırken, trafik polisinin dikkati arabaların üzerindedir.

·         Güdü ve Gereksinimler: Aç bir insanın yiyecekleri, kiralık ev arayanların emlakçıları öncelikli algılamasında güdü ve gereksinimlerin etkisi vardır.

·         Beklenti: Çocuk beklentisi olan anne ve baba adaylarının dikkatlerini çocuk eşyalarının çekmesi, babasından harçlık bekleyen bir çocuğun babasının evden ayrılışını takip etmesi beklentinin algıda seçiciliğini örneklendirir.

·         Tutumlar: Belirli markalardaki arabalardan hoşlanan bireylerin o arabaları öncelikle algılaması, belirli bir siyasi partiye üye olan bir kişinin o partinin bayraklarını hemen algılaması, tutumların algıda seçiciliğini örneklendirir.

·         Geçmiş Yaşantı: Geçmişinde uyuşturucu kullanan bireyin, uyuşturucuyla ilgili haberlere dikkatini yoğunlaştırması geçmiş yaşantıların algıda seçiciliği artırmasına örnektir.

            Algıda seçicilikte iç faktörlerin rolü dış faktörlerden daha ağırlıklıdır. Algıda seçicilik olmasaydı yaşantılar öncelik sırasına göre düzenlenemezdi.

            VI – Algı Yanılmaları

            Nesnelerin, olayların oldukları gibi değil, göründükleri gibi algılanmasına algı yanılması denir. İllüzyon ve Hallüsinasyon olmak üzere ikiye ayrılır.

            a) İllüzyon (Yanılsama)

            Var olan bir nesnenin ya da olayın yanlış algılanmasına illüzyon (yanılsama)  denir. İllüzyonlar; fiziksel illüzyonlar ve psikolojik illüzyonlar olmak üzere iki çeşittir.

·         Fiziksel yanılsama; Uyarıcının özelliklerinden kaynaklanır. Fiziksel koşullardan kaynaklandığı için yanılgı her bireyde aynıdır. Örneğin; Enine çizgili elbise giymiş olan biri boyuna çizgili elbise giymiş olandan daha kısa görünür. Ufuktaki ay tepedeki aydan % 50 daha büyük görünür. Tamamıyla karanlık bir odada bulunan ufak bir ışık noktasına sürekli bakıldığında, ışık noktası hareket ediyormuş gibi görünür. Vitrinde yanıp sönen ışıklar uzaktan bakıldığında hareket ediyormuş gibi görünür. Suya batırılan bir çubuk kırık olarak algılanır. 

·         Psikolojik yanılsama; Bireysel özelliklerden kaynaklanır. Var olan ortak bir nesnenin ya da olayın bireyler tarafından farklı farklı algılanmasıdır. Psikolojik illüzyon üzerinde ortamın, geçmiş yaşantıların, duyguların, heyecanların, korku ve kaygıların önemli bir yeri vardır. Tarladaki ağaç köklerini yılan olarak algılama, deprem gürültüsünü gök gürültüsü olarak algılama, karanlıkta bir taş parçasının fareden korkan bir kişi tarafından fare olarak, böcekten korkan bir kişinin böcek olarak algılama psikolojik illüzyondur.

            b) Halüsinasyon (Sanrı)

            Olmayan bir nesnenin varmış gibi algılanmasına Halüsinasyon (sanrı)  denir. Hallüsinasyon da nesnel bir gerçeklik yoktur. Bireyin akıl sağlığında bir dengesizliğe işaret eder. Yüksek ateş, alkol, uyuşturucu maddeler, meskalin, LSD gibi ilaçlar işitsel, görsel hallüsinasyonlara neden olmaktadır. Elin üzerinde minik fillerin yürüdüğünün söylenmesi, sürekli bir koku duyma, evin her tarafının böceklerle sarılı olduğunun söylenmesi, sürekli takip edildiğinin söylenmesi… v.b.  birer hallüsinasyon dur.

            İllüzyon ve Halüsinasyon Arasındaki Farklar 

·         İllüzyonda mutlaka bir uyarıcı vardır, ama bu uyarıcı yanlış algılanır. Hallüsinasyon da ise uyarıcı yoktur, birey olmayan bir şeyi algılar. Duvardaki lekeleri böcek olarak algılamak illüzyon, duvarda hiçbir leke yok iken duvarda böceklerin gezdiğini söylemek ise hallüsinasyon dur.

·         İllüzyonlar normal olan herkeste görülür. Oysa hallüsinasyonlar genellikle akıl sağlığı normal olmayan insanlarda görülür. Ateşli hastalıklarda geçici olarak hallüsinasyonlara neden olabilir.

·         Psikolojik illüzyon dışındaki fiziksel illüzyonlarda aynı uyarıcı, aynı algı yanılmasına neden olur. Oysa hallüsinasyonlar kişiye özgüdür. Bir kişi melekleri görürken diğeri çığlıklar işitebilir.

            VII – Mekân–Zaman Algısı

            a) Mekân Algısı

            İnsanlar nesneleri üç boyutlu olarak algılamakta, nesneleri birbirlerine olan uzaklıkları bakımından değerlendirmektedir. Nesnelerin belli bir uzay içerisine yerleştirerek algılamaya mekân algısı denir. Mekân algısında nesnelerin konumunu belirlemek için diğer nesnelerden ipucu olarak yararlanılır.“Kapının önündeyim”,  “kitap masanın üzerinde”, “çatı katındayım” ifadeleri mekân algısını örneklendirir. 

            b) Zaman Algısı

            Olayların bir zaman sürecinde ve birbirini izleyen değişmeleriyle algılanmasıdır. Zaman algısı, nesne ve olaylardaki değişmenin daha önce ya da daha sonra olduğunu anlayabilmemizi sağlar. Bu algının oluşmadığı çocuklarda  “ Ne zaman yemek yedin ?” sorusuna  “yarın”  cevabı verilebilmektedir. Zaman algısı göreceli bir yapıya sahiptir. Yenilen takımın oyuncularına süre çabuk geçer, yenen takımın oyuncuları için süre geçmez gibidir.                         

            VIII – Algıyı Etkileyen Faktörler

            Algılama sürecinde, iç ve dış etkenler birbirlerini etkileyerek algıyı oluşturur. İç etkenler, dışardan gelen duyusal verileri işleyiş tarzımızla ilgili psikolojik süreçlerdir. Dış etkenler ise, fiziksel ve toplumsal çevrede bulunan ve bizi etkileyen uyarıcılardır.

            a) İç Etkenler

·         İnsan zihninin genelleme yapma özelliği algıyı etkiler. Duyumları anlamlandırıp algı haline getirirken onları zihnimizde düzenler ve aynı türden olanları bir araya toplarız. Bir üçgen hangi büyüklükte olursa olsun, onun üçgen olduğunu biliriz. Bir kelime, ister el yazısıyla gösterilsin, isterse de kitap baskısıyla gösterilsin biz onun ne olduğunu biliriz.

·         Zihnin tamamlama özelliği hareket algısında ortaya çıkar ve algıyı etkiler. Örneğin; Sinemada bir resmin hareket halinde görülebilmesi için aynı hareketin çeşitli aşamalarının ayrı ayrı görüntülenmesi ve hızla perdeye yansıtılması gerekir. Görüntüler hızla geçtiğinden birey, bu ayrı ayrı görüntüleri hareketli olarak algılar.

·         Zihnin, çevresel ve gözün yapısından gelen etkenleri birleştirip değerlendirme özelliği olan derinlik algısı, algıyı etkiler. Retinadaki görüntüler iki boyutlu olduğu halde, algılarımız üç boyutludur.

·         Geçmiş yaşantılarımızdaki deneyimlerimiz algıyı etkiler. Algılanan nesnelerle, yaşantıların izleri zihnimizde kalır. Uçağın ne olduğunu biliyorsak gökyüzünde hareket halindeki nesnenin uçak olduğunu algılayabiliriz.     

·         İçinde bulunulan psikolojik durum algıyı etkiler. Aynı uyarıcıları, aynı kişi değişik zamanlarda değişik şekillerde algılayabilir. Neşeli olduğumuz zamanlarda bize yapılan şakalara daha kolay tahammül ederiz, ama keyifsiz zamanlarımızda bunları tatsız şeyler olarak algılarız.

·         Güdüler algıyı etkiler. Aç ve tok öğrencilere birtakım eşyaların gölgeleri aydınlatılmış bir buzlu camın arkasından gösterilip ne oldukları sorulduğunda; aç öğrenciler daha çok yiyecek maddelerinin adlarını söylemişlerdir.

            b) Dış Etkenler

            Tüm yaşantılarımız, bir zaman ve uzay ortamı içerisinde oluşur. Bu ortamda bulunan çeşitli uyarıcılar, nesnelerin algılanışını etkiler. Böylece nesneler olduklarından farklı biçimlerde algılanabilirler.

            İçinde bulunduğumuz kültür ve toplumsal çevrede algılar üzerinde etkilidir. Bize çok güzel gelen, kültürümüzün bir parçası olan halk türkülerini, bir Avrupalı hiç de güzel bulmayabilir. Bir ülkenin mutfağında bulunan ve o ülkede çok beğenilen bir yemek, bize hiç de lezzetli gelmeyebilir.

 
HOŞGELDİNİZ
 
SON DAKİKA HABER
 

Türk ve Dünya Tarihinde Yaşanan Olaylar
TT FATURA SORGULA
 

TÜRK TELEKOM FATURA SORGULAMA
HizmetNo:
Ör: Telefon hizmeti için: 3121234567
Aşağıdaki resimde görülen güvenlik kodunu giriniz:
Soru ve Sorunlarınız için 444 1 444'ü arayınız.

HAVA DURUMU
 
TV'de Bugün
sitene ekle www.seninininternetin.tr.gg
Günlük Burç
 
Bugün 19514 ziyaretçi (33974 klik) kişi burdaydı!


webmp3indir
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol