LİSE FELSEFE 5

SİYASET FELSEFESİ

 

                                                          

 

 

 

A) Siyaset Felsefesinin Konusu

Siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme etkinliğidir. İnsanların yönetilmesine ilişkin bir varlık alanıdır. Bu alanı hem Siyaset Bilimi hem de Siyaset Felsefesi inceler. Fakat siyaset biliminin ve siyaset felsefesinin siyaset kavramına bakış açıları farklıdır; Siyaset Felsefesi, siyasal varlık alanının dayandığı varsayımlar hakkında bir soruşturma girişimidir. Var olan yapıdan hareketle Olması gereken yapı hakkında görüşler ileri sürer. Olması gereken siyasi yapıyı, İdeolojiler üstü bir zeminde arama çabasıdır. Siyaset Bilimi ise Devlet biçimlerini, egemenliği, siyasi kurumları, siyasal olguları ve siyasi süreçleri betimleyip, açıklamaya çalışır. Olanı olduğu gibi inceler

            Siyaset felsefesi, siyasetle ilgili her şeyin değerini araştıran, geçerliliğini sorgulayan ve en iyi siyasi düzenin ne olabileceğini ortaya koymaya çalışan felsefe disiplinidir.

            Siyaset felsefesi, demokratikleşme ve sivil toplumun önem kazanmıştır. Bu süreçte bireyler ümmet anlayışına dayanan devletin bir uyruğu olmaktan çıkmış, hak ve özgürlüklerinin farkında olan birer yurttaş haline gelmişlerdir.

            Siyaset felsefesinin içerisinde yer alan konular ilk kez sistemli bir biçimde Antik Yunan da ele alınmıştır. PlatonDevlet”, Aristoteles  Politika  adlı eserlerinde, devlet ve toplum yönetimine ilişkin düşüncelerini açıklamışlardır.

                                                             

 

 

            1 – Siyaset Felsefesinin Temel Kavramları

* Devlet; Belirli bir bölgede yaşayan insan topluluğunun oluşturduğu siyasi örgütlenmedir. Kendini oluşturan insan topluluğu üzerinde denetim ve yaptırım uygulama gücü vardır.

* İktidar; Devlet adına yönetim erk’ini (gücünü)  elinde bulunduran otoritedir

* Egemenlik; Devletin iktidar gücünü toplumda kullanabilmesidir.

* Meşruiyet; Yasalara, geleneklere ve kamu vicdanına uygun olmaktır. Başka bir deyişle, iktidarın kendisini meydana getiren kaynağına uygun olmasıdır.

* Sivil Toplum; Toplumda bireylerin kendi iradeleriyle oluşturdukları dernek, sendika, vakıf gibi gruplardan oluşan ve belli bir ölçüde iktidarın doğrudan müdahalesi dışında olan yapıdır.

* Bürokrasi; Devletin yönetimde kullandığı hiyerarşik yapı, devlet memurlarından meydana gelen sosyal topluluktur.

* Hukuk; Siyasi yönetim altındaki bireylerin uydukları, yaptırım gücü olan ilke ve kurallardır.

* Yasa; Bireylerin etkinliklerini dışardan düzenleyip yöneten, emir niteliğindeki kurallar sistemidir.

                                                           

 

 

2 – Siyaset Felsefesinin Temel Soruları

            a) İktidar Kaynağını Nereden Alır?

* İktidar kaynağını “İnsan Doğasından” alır; Yani toplumu içten ve dıştan gelebilecek tehlikelere karşı koruma düşüncesinden alır. Platon ve Aristoteles tarafından savunulan bu görüşe göre devlet; insanların korunmaları, temel ihtiyaçlarının karşılanması, kendilerini gerçekleştirmeleri ve ahlaki bakımdan daha iyi olabilmeleri için araçtır.

* İktidar kaynağını, toplumda egemen olan “Dinden”, dolayısıyla, “Tanrı”dan alır; Tanrı’nın insanlara yüklemiş olduğu sorumlulukların yerine getirilmesi için, bunları uygulatma gücüne sahip olan peygamberlere ve onların vekillerine ihtiyaç duyulmuştur. Buna göre siyasi otorite ya da iktidar Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir.

* İktidar kaynağını, toplumu oluşturan bireylerin “ortak iradesinden” alır; Bu yaklaşımı savunan Thomas Hobbes, devletin olmaması durumunda “insan insanın kurdu olur” der. Eğer devlet olmaz ise insanlar bir birlerine zarar verirler. İnsanlar bir birlerinden korktukları için, bir araya gelip, toplumsal bir sözleşme ile belirlenen ortak iradenin yani devletin buyruğu altına girmişlerdir.

            b) Egemenliğin Kullanılış Biçimleri Nelerdir?

Alman düşünürü Max WEBER’e göre egemenlik; Geleneklere, Karizmatik güce ve Hukuka dayanarak kullanılabilir.

* Geleneksel Egemenlik; Gelenek ve göreneklerin egemen olduğu, durağan toplumların siyasi yapılarında görülen egemenliktir. İktidarın, babadan oğula geçtiği siyasi yapılar geleneksel egemenliğin görüldüğü toplumlardır.

* Karizmatik Egemenlik; Otorite egemenliğini, kendisinde bulunan karizmadan yani yapmış olduğu olumlu işlerden kazandığı güçten alır. Teokratik ve Monarşik bir yapıdan Laik ve Demokratik bir Cumhuriyet devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk.               

* Hukuki Egemenlik; İktidar gücünü, yazılı ilkelerden, yasalardan ve hukuktan alır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi.

                                                                             

 

 

3 – Bürokrasiden vaz geçilebilir mi?

          Bürokrasi, kamu hizmetlerini yürüten memurların kademeli bir biçimde oluşturdukları yapıdır. Bürokraside görevler alt-üst ilişkisi içerisinde gerçekleştirilir.

          Toplumun olduğu yerde devletin, devletin olduğu yerde bürokrasinin varlığı gereklidir. Bürokraside temel ölçü, bürokrasinin varlık nedenini oluşturan amaçlara uygun olarak kullanılması ve işletilmesidir.

          Bürokraside her memurun görev ve sorumlulukları kesin ve ayrıntılı olarak belirlendiği için, iş bölümü ve uzmanlaşma üst düzeydedir. Herkesin sahip olduğu yetkiler göreve ait olduğu için yetkili kişi bu yetkiyi ancak görevli bulunduğu süre içinde kullanabilir; yetkiyi başkasına miras olarak bırakamaz.

          Bürokrasi başlangıçta, devletin işlerinin yerine getirilmesi için bir araçtı; ancak günümüzde bürokrasinin bir amaç halini aldığı durumlara rastlanmaktadır. Bu durum, siyasi gücün emrinde olması gereken bürokrasiyi adeta bir güç olarak ortaya koymaktadır.

            Bürokrasi devlet örgütlenmesinin en akılcı örneğidir. Çağdaş toplumlarda bürokrasi kaçınılmazdır. Yönetim sorumluluğu siyasilerde olsa da, onlar geçicidir. Devletin sürekliliği için bürokrasi gereklidir. Bürokrasiye yapılan eleştiriler ondan vazgeçilebileceği anlamına gelmez. Çözüm bürokrasinin ortadan kaldırılması değil, onun çağdaş yaşama uyumlu, kurallara uygun ve iyi çalışacak bir yapıya kavuşturmaktır.

           

           4 – Meşruiyetin Ölçütü Nedir?

            Siyasi iktidar, kendisini doğuran güç ya da düşünceye bağlı kaldığında meşru kabul edilir. İktidar kaynağını nerden alıyorsa ona dayanmak zorundadır.

            Bazı düşünürler, ahlaki bir ölçütün olabileceğini belirterek, insan kişiliğine, insan haklarına ve onun temel hürriyetlerine saygı göstermeyen iktidarların meşruiyetlerinin olamayacağını savunmuşlardır.

            Bazı düşünürlere göre meşruiyetin ölçütü, “İnsanların korunma gereksinimlerini karşılamaktır.” Örneğin, İbn–i Haldun, insanların bir birlerine zarar vermesini iktidarın engellemesi gerektiğini savunur. Bunu gerçekleştirmeyen iktidar meşru olamaz.

            Bazı düşünürlere göre meşruiyetin ölçütü, Tanrı’nın emirlerini yerine getirmektir. Tanrı’nın emirlerini uygulayamayan iktidarlar meşru olamazlar.

            Bazı düşünürlere göre, yasalar uyarınca halkın seçtiği kişilerden oluşan ve halkı temsil eden iktidarlar meşrudur Bu düşünürler devletin hukuk devleti olması gerektiğini ve demokratik yönetimleri savunurlar.

 

            5 - Bireyin Temel Hakları Nelerdir?

            Bireyin insan olarak sahip olduğu özgürlük, düşündüğünü ifade etme, yaşama, eğitim, sağlık, kendini gösterebilme gibi başkalarına devredilemeyen, doğuştan kendisinde olan temel hakları vardır. Devlet bu hakları tanır ve güvence altına alarak korur. Bunun için de bireyin temel haklarına yasaların da ve anayasasın da yer verir.

            Günümüzde bireyin temel hakları önemli bir niteliğe sahiptir. Çünkü devlet bireyler için, bireyden dolayı vardır. Bireyin temel hakları ne devlet ne de toplum tarafından elinden alınamaz.

            6 – Sivil Toplumun Anlamı Nedir? 

            Sivil toplum örgütleri devletin siyasi otoritesinin ve kurumlarının dışında örgütlenen gönüllü kuruluşların oluşturduğu sosyal birliklerdir. Toplumun kendi kendisini yönlendirmesini sağlar. Bunlar devlet karşısında daha çok özerkliğe sahiptir. Kolayca kamuoyu oluşturabilirler. Toplumun demokratikleşme sürecini hızlandırırlar.

 

B)  Siyaset Felsefesinin İki Ana Problemi

Siyaset felsefesinin iki ana probleminden ilki; Düzenin gerekliliği, İdeal düzen arayışları ve Ütopyalar; diğeri, Birey ve Devlet ilişkisidir. 

Karmaşa, Düzen, Ütopya kavramları

            Devletin yaptırım gücünün olmadığı durumlarda insanlar her konuda her istediklerini yapabilirler. Bu durum Karmaşa ya da Kaos adını alır. Her insanın kendi doğrularını belirleyip uyguladığı bir durumda insanlar arasında çatışma ortaya çıkar. Herkesin yaşamı ve çıkarları tehlikeye girer. İnsanların huzurlu bir ortamda yaşayabilmesi, temel gereksinimlerini karşılayabilmesi düzen durumunun gerçekleşmesiyle sağlanır. Düzen, bireyler ve gruplar arasındaki ilişkilerin, bir takım ilkelere ve kurallara göre oluşturulmasıdır. Bir toplumda düzen içerisinde yaşayan insanlar her zaman bu düzenden memnun olmayıp, daha iyi bir toplum hayali kurarlar. İşte bu hayali toplum biçimi ve zihinde yaratılan siyasi yönetim biçimi Ütopya kavramı ile ifade edilir.

            1 – Düzenin Gerekliliği ve Devlet

Devletin nasıl meydana geldiği konusunda iki farklı yaklaşım vardır; İlkine göre devlet; doğal düzenin bir devamıdır. İkincisine göre devlet; insanların uzlaşıp anlaşarak oluşturdukları bir varlıktır.

 İnsan her zaman iyi’yi isteyen bir varlık değildir. Aynı zaman da kötüyü de yapabilen bir varlıktır. İnsanın iyi’yi seçmesine neden olan vicdan, toplumda her zaman düzenleyici ve zararlı davranışları önleyici yapıda olmaz. Bu nedenle toplumsal hayatta bireylerin ilişkilerini belirleyen kurallar, yasalar ve bunlara uyulmadığı zaman devreye giren yaptırımlar olmalıdır. İnsanların belirli bir düzen içerisinde yaşamalarını sağlamak da devletin görevidir.

            a) İdeal Düzen Arayışları

            Bazı düşünürler ideal bir düzenin olamayacağını, bazıları da ideal bir düzenin olabileceğini ifade etmişlerdir.

I – İdeal Düzenin Olabileceğini Reddedenler

            Sofist’ lere göre devlet, doğal olmayan ve insanların özüne aykırı olan bir kurumdur. Ortadan kaldırılması gerekir. Düzen, toplumdan topluma değişen, hatta aynı toplum içerisinde bile zamanla değişebilen, göreli bir kavramdır.  Bu yüzden herkes için ortak bir düzenden söz edilemez. Hiçbir otoriteyi kabul etmeyen Nihilizm’e göre, toplumda ahlaki ve kültürel kurallar yoktur. Toplumun birey üzerinde hiçbir baskısı olamaz. Devlet, insanların ilkel dönemlerine ait modası geçmiş bir kurumdur. Bu bağlamda, insanların baskı altında tutulacağı ideal bir devlet düzeni olamaz.

II – İdeal Toplum Düzeninin Olabileceğini Kabul Edenler

 Bazı düşünürler, ideal bir toplum ve devlet düzeninin olabileceğini kabul etmişler, ancak, bu ideal toplum ve devlet düzenlerinin temeline farklı ilkeleri  (özgürlük, eşitlik, adalet) yerleştirmişlerdir.

* Özgürlüğü Temel Alan Yaklaşım (A. Smith – J. Locke – S. Mill – Montesguieu); Bireylerin özgürlüğü her şeyden önce gelir. Düşünce özgürlüğü, ekonomik alanda serbest girişim özgürlüğü toplumsal yaşamda önemli olgulardır. İdeal toplum ve devlet düzeni; güçlünün haklarını sınırlayarak, bireyin özgür olmasını engelleyen tüm koşulların ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşir.

* Eşitliği Temel Alan Yaklaşım (S. Simon – K. Marx – F. Engels); İdeal toplum ve devlet düzeni bireyler arasında tam bir eşitliğin sağlandığı düzendir. Bu da ancak, üretim araçlarının ortak mülkiyeti ile olur. Mülkiyet eşitliği, toplumsal eşitliği ve özgürlüğü doğurur.

* Adaleti Temel Alan Yaklaşım (J.J. Rousseau); Adalet hem özgürlüğün hem de eşitliğin aynı değere sahip kılınmasıdır. Toplumsal yaşamın her alanında adaletin temel alındığı bir düzen sağlanarak ideal toplum ve devlet düzeni kurulabilir. 

BÜTÜN FELSEFE NOTLARI ALINTIDIR Kaynak: www.funaytun.tr.gg

 
HOŞGELDİNİZ
 
SON DAKİKA HABER
 

Türk ve Dünya Tarihinde Yaşanan Olaylar
TT FATURA SORGULA
 

TÜRK TELEKOM FATURA SORGULAMA
HizmetNo:
Ör: Telefon hizmeti için: 3121234567
Aşağıdaki resimde görülen güvenlik kodunu giriniz:
Soru ve Sorunlarınız için 444 1 444'ü arayınız.

HAVA DURUMU
 
TV'de Bugün
sitene ekle www.seninininternetin.tr.gg
Günlük Burç
 
Bugün 19501 ziyaretçi (33947 klik) kişi burdaydı!


webmp3indir
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol