LİSE FELSEFE 3

VARLIK   FELSEFESİ (ONTOLOJİ)

 

                          

            Varlık Felsefesinin ana konusu varlık yani var olan her şeydir. Bu anlamda varlık; insan bilincinden bağımsız gerçekliği olan her şey (elma, çocuk, bina) olabileceği gibi, insan bilincine bağımlı şeylerde ( +, % , ? , 1 , 2 . . . ) olabilir. Bunlardan birincilereGerçek–Reel varlıklar“, diğerlerineDüşünsel–ideal varlıklar” denilir.

Gerçek varlıklar, uzayda (mekânda) bir yer kaplayan zaman içinde değişen ya da yok olabilen varlıklardır.

Düşünsel varlıklar, duyularla algılanamayan, uzay ve zaman dışında kalan nesnel gerçekliği bulunmayan varlıklardır.

Varlık Felsefesi (Ontoloji)  bu varlıkları bir bütün olarak ele alır, varlığın ne olduğunu yapısını ve türlerini araştırır.

            Varlığa, Felsefenin ve Bilimin bakışı farklıdır;

            * Bilime göre varlık; Bilimler araştırma yaptıkları alanlardaki varlıkların var olup olmadığını problem yapmazlar. Bilimler araştırma alanlarındaki varlıkların zaten var olduğunu kabul ederler. Ayrıca her bilim, belirli bir varlık alanı ile ilgile– nir.  Varlığı bir bütün olarak değil parçalara ayırarak incelerler.

            * Felsefe’ye göre varlık; Varlığı, varlık yapan ilkeleri ortaya koymaya çalışır. Varlığın bir görüntü mü, yoksa gerçeklik mi olduğu  sorununu  araştırır. Bunları yaparken de varlığı parçalara ayırmadan  bütün olarak ele alır.

 

Metafizik – Ontoloji Kavramları

Aristoteles, felsefe sözcüğünü, bilim sözcüğüyle aynı anlamda kullanmıştır. Farklı bilimleri, farklı felsefeler olarak ayırmış, tümünün temeli olan disiplini de “İlk felsefe” olarak adlandırmıştır. Aristoteles’in ölümünden sonra “ilk felsefe” ye ait eserleri fizik eserlerinden sonraya konmuş ve “fizikten sonra” anlamına gelen “Meta ta physika (Metafizik)” olarak adlandırılmıştır.

Aristoteles, “ilk felsefe” de şu konuları ele almıştır;

* Varlık açısından varlığın bilimi,

* Varlığın ilk ilkelerinin bilimi,

* Tanrısal şeylerin bilimi.

Metafizik sözcüğü, zamanla; Tanrı, ruhun ölmezliği, kader gibi konularla ilgilenen felsefe dalı anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle Orta Çağ felsefesinde varlık denilince, varlığın kaynağı olan Tanrı akla geldiği için metafiziğin görevi de Tanrı’nın varlığını, ruhun ölümsüzlüğünü ve evrenin varlığını kanıtlamak olarak görülmüştür.

Klasik metafiziğin ana konuları;

* Tanrı ve Tanrı’nın varlığının kanıtlanması, 

* Dünyanın varlığı,

* Ruh ve ruhun ölümsüzlüğü,

* Özgürlük sorunudur.

İ. KANT’a göre Metafizik; Evrenin varlığı, ruhun ölümsüzlüğü ve Tanrının varlığını kanıtlamaya çalışan düşüncelerdir. Bu sorunların insan aklının ve bilgisinin olanaklarıyla cevaplandırılmasını olanaksız görmüştür. Bu nedenle Kant’a göre, metafizik boş bir çabaydı. Metafizik, duyuüstü bir varlık dünyası hakkında bilgi türetmek istemekle, dogmatik ve spekülatif  (kurmaca) olmuştur. Bu anlamda metafizik bir bilim olmadığı gibi, ortaya koyduğu bilgiler de bilimsel değildir. Onun yerine Kant, eleştirel bir metafiziği öne sürer. Bu eleştirel metafizik, bilginin temellerini araştıracak ve bilginin deneyden gelmeyen öğelerini saptayacaktır. Böyle bir metafizik, eleştirel bir bilgi kuramı olacaktır. Kant’ın metafiziğe yaptığı bu eleştirilerden sonra metafiziğin bilgi değeri üzerine şüpheler doğmuş ve metafiziğe olumsuz bir anlam yüklenmiştir. Kant’ın bu olumsuz tutumu daha sonra pozitivistler ve pragmatistler tarafından da sürdürülmüştür.                  

N. HARTMANN’ göre Metafizik; Bilinmeyen, sonuna kadar çözümlenemeyen, çözümlenmesi de mümkün olmayan problemlerden oluşan bir alandır. Hartmann, böylece metafiziğin, bilimin kendi yöntemiyle ele alıp çözemediği problemleri içerdiğini savunmuş ve sınırlarını çizmiştir.

           Varlık sorununu araştıran metafiziğe, varlık bilimi anlamına gelen Ontoloji de katılır. Ontoloji kavramını felsefede ilk kullanan Christian Wolff’tur. Wolff metafiziği, Tanrı’nın, ruhun ve dünyanın varlığını ispat etmek isteyen ispatçı metafizik olarak kabul eder.

            Ontoloji, “var olanın bilimi” anlamına gelen Yunanca bir terimdir. Metafizik, genel anlamıyla ontolojiden daha geniş bir kavramdır. Ontolojinin konusu varlıktır. Oysa metafizik, varlığın yanı sıra Tanrı, ruh gibi kavramlarla da ilgilenir. Bu nedenle, metafizik ve ontoloji birbirinden farklıdır.

Hartmann’a göre ontoloji, sadece varlık konusuyla ilgilenir. Bu nedenle ontolojinin problemleri ile metafiziğin problemleri aynı değildir. Çünkü ontolojinin bazı problemleri zamanla çözülmüş ve felsefenin alanından çıkarak bilimin konusu halini almıştır. 

Fenomenoloji ekolüne göre Ontoloji; Her şeyin özünü araştıran disiplindir.

Genel anlamıyla Ontoloji; Varlığı bir bütün olarak ele alan, varlığın yapısını ve türlerini ortaya koymaya çalışan Felsefe disiplinidir.

Metafiziğin varlıkla ilgili temel soruları şunlardır;

* Varlık var mıdır?  

* Evren sonlu mu, sonsuz mudur?

* Varlığın kökeni nedir?

* Evrende amaçlılık var mıdır?

* Varlığın ana maddesi nedir?

* Doğada hangi tözler vardır?

* Evrende düzen var mıdır?

* Dünya bir amaca göre mi düzenlenmiştir?

* Evrende özgürlük var mıdır?

Varlık felsefesinin bu sorular doğrultusunda geliştirdiği bazı kavramlar vardır. Bunlar;

* Töz (cevher); Var olmak için kendisinden başka hiçbir şeye gerek duymayan varlıktır. Töze herhangi bir nitelik yüklenebilir, ancak töz başka hiçbir şeye yüklenemez. Örneğin; Platon’un İdeaları birer tözdür.

* Öz; Bir şeyi o şey yapan, kendisi olmadan o şeyin var olamayacağı şeydir. Öz, bir varlığın zorunlu özelliğidir. Örneğin; İnsanın düşünme niteliği onun özüdür.

* Gerçeklik; Var olan, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olandır.

* Görünüş; Asıl var olandan, gerçeklikten farklı olarak duyularımıza görünen şeydir.

* Oluş; Meydana gelme, değişme ve başka şekillere girme anlamına gelir.

 

ONTOLOJİ AÇISINDAN VARLIK

            Ontoloji açısından varlık iki problem olarak karşımıza çıkar. Bu problemlerden ilki Varlığın var olup olmadığı problemi, diğeri Varlığın ne olduğu problemi’dir.

A) “Varlık”ın Var Olup Olmadığı Problemi

            “Varlık”ın var olup olmadığı problemi Felsefe tarihinde, Ontoloji’nin temel sorunlarından biri olmuştur. İnsan zihninin dışında bağımsız bir gerçeklik olarak “varlık var mıdır?” sorusuna “varlık yoktur” şeklinde yanıt veren görüşe           Nihilizm” ;“varlık vardır” şeklinde yanıt veren görüşe de “Realizm denir.

1 – Nihilizm (Hiççilik)

Nihilizm, varlığın var olmadığını, hiçbir şeyin bilinemeyeceğini ve değerli olmadığını savunan görüştür. Latince de “Hiç” anlamına gelen “Nihil” sözcüğünden türeyen Nihilizm; bilgi, ahlak ve varlık felsefesiyle ilgili bir öğretidir. Nihilizmin bilgi felsefesindeki sonucu, aşırı bir kuşkuculuk; ahlak felsefesindeki sonucu, anarşizm ve varlık felsefesindeki sonucu da varlığın var olmadığı görüşüdür.

Nihilizmin en güzel örneğini sofist düşünür Gorgias’da görürüz. Gorgias “Hiçbir şey yoktur. Olsaydı da bilinemezdi. Bilinse de başkasına bildirilemezdi” diyerek insan bilincinden bağımsız bir biçimde varlığın olamayacağını ortaya koymuştur.

            Aynı şekilde M.Ö. 6. yüzyılda Çin’de ortaya çıkan Taoizm (Çin Felsefesi)  de varlığın olmadığı konusunda Nihilist görüşle birleşmektedir. Bu felsefeye göre Tao, tümel birdir; adı, biçimi, maddesi yoktur. Görünmez, işitilmez, elle tutulmaz ve belirsizdir. Değişmez, ama bütün değişmelerin nedenidir. Her şeyin kaynağı ve gayesidir. Buradan anlaşılacağı gibi Tao, varlık değil, hiçliktir. 

2 – Realizm (Gerçekçilik)

 Varlığın insan bilincinden bağımsız, nesnel olarak var olduğunu kabul eden görüştür. Realizm’in  iki  türü  vardır . Bunlar; Ontolojik Realizm ve Epistemolojik Realizmdir .

* Ontolojik Realizme göre; Çevremizdeki varlıklar; Örneğin, tek tek ağaçlar yeşerir, sararır, ölür. Oysa “ağaç” kavramı hiç değişmez. Bu nedenle asıl gerçek olan “ağaç” kavramıdır ve bu da zihnin dışında bir varlığa sahiptir  (Genel kavramların sadece zihinde varlığının olduğunu savunan görüşe Nominalizm – Adcılık denir.)

* Epistemolojik Realizme göre; Dış dünyadaki her şey insan zihninden bağımsız olarak vardır.

B ) “Varlık”ın Ne Olduğu Problemi

1 – Varlık “Oluş” tur

Varlığın oluş olduğunu ilk ortaya koyan Herakleitos’tur. O, doğadaki her şeyin sürekli değişmesinden etkilenir. Bu nedenle değişimi ve oluşu, evrenin temel öğesi olarak kabul eder. Herakleitos’a göre  evren  bir  oluş  içerisindedir. Her  şey  akar. Asıl var olan şey değişmenin kendisidir. “Değişmeyen tek şey değişmenin kendisidir” der. Herakleitos, evreni oluşturan ana varlık nedir? sorusuna, kendisi de sürekli değişim içerisinde olan Ateş’i cevap olarak verir. Herakleitos, “Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz” der. Çünkü ikinci kez girinceye kadar sular akmaya devam etmiştir ve aynı sulara girmek imkânsız hale gelmiştir.

             Whitehead; Varlığın ne olduğunu bilmek ve anlamak için doğaya yönelmek gerektiğini düşünür. Yönelme sonucunda doğanın; mekanik, soyut ve yapay bir varlık olmadığı anlaşılacaktır. Doğa, içinde canlı ve dinamik bir oluş taşır. Doğadaki her şey birbiri ile ilişki halindedir. Her varlık, varlığını bir başka varlığa borçludur. Doğadaki şeyler arasında boşluk ve ayrılık yoktur. Doğada birbirini bütünleyen iki zıt güç vardır. Bunlardan birisi yaratıcılık, diğeri sürekliliktir. Yaratıcılık ve süreklilik doğada dönüşümlü olarak birbirini bütünler. Bu iki özellik, Tanrı’nın varlığını gösterir ve oluş bir Tanrı deneyidir.

2 – Varlık “İdea”dır (İdealizm)

İnsan zihninden bağımsız bir varlığın var olduğunu savunan görüşlerden birisi de idealizm’dir. (İdealizm; varlığın İdea, kavram ya da düşünce cinsinden olduğunu savunan görüştür.)

Buna göre varlık, madde değil, zihne ve düşünceye bağlı olarak var olan şeylerdir.

            Bu görüşü savunan önemli düşünürler ve onların görüşleri şu şekildedir;

I – Platon  

İki ayrı evren olduğu düşüncesinden hareket eder. İçinde yaşadığımız ve duyumlarımızla kavradığımız Duyular evreni ile düşünsel olan, aklımızla kavradığımız İdealar evreni. İdea, hep aynı kalan, akıl ve düşünce ile kavranması mümkün olan, öncesiz, sonrasız, gerçek  varlıklardır. İdealar, duyular evrenindeki varlıklardan önce vardır, onlardan ayrıdır ve onlarda meydana gelen değişikliklerden etkilenmezler. Çevremizde gördüğümüz tüm varlıklar duyusal dünyayı oluşturur. Bunlar, İdeaların kopyalarıdır. İdealar dünyasında değişme olmadığı halde, duyusal evrenindeki her şey sürekli değişir. Çünkü duyular evrenindeki her şey maddi cinstendir. Duyular evrenindeki bütün varlıklar idea’lardan pay alarak var olurlar.

Platon’a göre İdealar kendi aralarında hiyerarşik bir yapıya sahiptir. Hiyerarşik düzen içerisinde bulunan idealara varlıklarını veren ve İdeaların en tepesinde bulunan İyi ideasıdır. Diğer İdealar iyi ideasının altında sıralanırlar. Bütün İdealar, en yukarıda bulunan iyi ideasından pay alarak varlığa gelirler. Duyular evrenindeki nesneler de İdealardan pay alırlar.   

II – Aristoteles

Platon’un idealizmini devam ettirir. Ancak Platon’daki İdea kavramının yerine Form kavramını kullanır. Ona göre dünyadaki her şey Form kazanmış maddedir. İnsanın fiziksel yapısı madde, ruhu ise Form’dur. Madde ve Form bir arada canlı  varlıkları oluştururlar. Sadece Tanrı maddesiz, salt Formdur. Tanrı harekete neden olur. Fakat kendisi hareket etmez. Tanrı, meydana gelen her şeyin son nedenidir. Dünyanın en yüce amacı ve en iyisidir. Maddeyle karışıp bozulmamıştır. İlk neden hareketsiz olduğu için, maddesizdir. Tanrı, madde ve formun ayrı olduğu tek istisnadır.        

III – Farabi

Her şeyin temeline Tanrı’yı koyduğu için idealisttir. Farabi’ ye göre iki tür varlık vardır. Zorunlu Varlık ve Olanaklı (mümkün) Varlık. Zorunlu varlık Allah’tır. Özünü ve varoluşunu hiçbir varlıktan almaz. O; sonsuz, mükemmel, ezeli ve ebedi, maddesi ve formu olmayan varlıktır. Her şeyi bilir, gücü her şeye yeter, saf sevgi ve iyiliktir. Tüm varlıkların var olma nedenidir. Gerçek varlıktır. Onun dışındaki tüm varlıklar olanaklı  varlıklardır. Var olmalarını zorunlu varlığa borçludurlar.

Farabi’ye göre, mümkün varlıklar zorunlu varlıktan akıllar halinde südur ederek (taşarak) varlığa gelirler. Evren, Tanrı’nın sonsuz cömertliğinin bir sonucudur. Evrenin var olup olmaması Tanrı’nın değerine hiçbir şey katmaz. Çünkü Tanrı kendi kendisini düşünerek evrendeki mümkün varlıklara varoluş vermiştir. Eğer bunu yapmasaydı evrendeki varlıklar olmayacaktı. Ama O yine var olmaya devam edecekti.  Zorunlu varlığa en uzak olan  varlık, belirsizlik olan maddedir.

IV – Hegel (Nesnel İdealizm)

Tüm evrenin bir ilkenin, bir ilk temelin kendini açması, belli bir amaca doğru gelişmesi olduğunu savunur. Her şeyin temelinde olan bu ilkeye Hegel Geist (Tin) adını verir. Geist bir tür saf akıl, zihin ya da sadece kavramdır. Geist  sürekli değişim içerisindedir. Bu değişim kendini Diyalektik Yasa ile üç aşamada gerçekleştirir Tez-Anti Tez-Sentez. Sonuçta, sentez  ile  gerçek  varlığa  ulaşılır .

 

3 – Varlık “Madde”dir (Materyalizm)

Var olan her şeyin madde cinsinden olduğunu savunur. Materyalizme göre madde, uzayda yer tutan, somut, nicelik olarak  ölçülen gözlenebilen her şeydir. Materyalizm; mekanik materyalizm ve diyalektik materyalizm olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkar.

Mekanik materyalizm, evreni bir makine olarak kabul eder ve evrenin bu makinelerin parçalarının birbiri üzerine yaptığı etkilerle açıklanabileceğini savunur.  Bu düşünürler arasında; Demokritos, Thomas Hobbes ve La Mettrie sayılabilir.

* Demokritos (Atomcu Madde Anlayışı)

Demokritos’a göre her şey, atomlar ve boşluktan oluşmuştur. Varlıklar sonsuza kadar bölünemezler. Bu bölünmenin bir sınırı vardır. Bu sınırda karşımıza kendisini, daha küçük par çalara bölemeyeceğimiz atomlar olarak çıkarır. Boşlukta hareket eden atomlar birleşerek cisimleri meydana getirirler. Ruh gibi madde olmadığı düşünülen şeylerde aslında, atomların birbirleri üzerine yaptığı etkilerden meydana gelir. Düşünsel olarak hiçbir varlık yoktur.

* Thomas HOBBES (Cisimci Madde Anlayışı)

Hobbes’a göre gerçekte var olan her şey, maddenin şekil almış türü olan Cisimlerdir. Atomcuların boşluk fikrine karşı çıkar. “ Boşluk  olursa  hareket  yoktur “ der . Mekanik hareket ancak dolu evrende gerçekleşir. Var olanların tümü cisimseldir. Cisimlerin  özelliği hareket  etmeleridir. Hareket özellikleri ile şekil alırlar. Hobbes, maddeden ayrı bir ruhun varlığını kabul etmez.

* La METTRİE (Makine İnsan)

La Mettrie’ye göre evrendeki her şey maddesel yani cisimseldir. Maddenin dışında bir gerçeklik yoktur. İnsanı bir makine olarak görür ve insanın ruhunun olmadığını kabul eder. İnsan ruhsuz bir makinedir ve mekanik olarak hareket eder. Ancak insan, hayvana göre daha karmaşık bir makinedir. İnsan ne gökten gelmiş ne de topraktan oluşmuştur. Basitten karmaşığa doğru giden evrimsel sürecin bir parçasıdır.

* Karl MARX (Diyalektik Materyalizm)

Marx’a göre her şeyin temelinde madde vardır. Her şey madde ve maddenin hareketinden ortaya çıkmıştır. Ancak maddenin hareketliliği mekanik değil, Diyalektik değişim süreci içerisinde gerçekleşir. Maddenin kendiliğinden gerçekleşen hareketi, doğal ve tarihi her türlü varlığın ve olayın açıklayıcısıdır. Düşünce gibi ruhsal olaylar, beyinde gerçekleşen fiziksel, kimyasal olaylardır. Diyalektik evrendeki her şeyin çatışma içerisinde bulunmasını sağlar. Tarihteki ve doğadaki her varlık kendi zıddını meydana getirir (Tez – Anti tez). Bu zıt kuvvetlerin çatışmasından da her ikisini de aşan bir Sentez meydana gelir.

 

4 – Varlık Hem “Madde”, Hem de “İdea”dır (Düalizm)

DESCARTES varlıkta yapı ve öz bakımından iki farklı ilkeyi  (Madde – Ruh)  kabul eder. Ruh ve madde aynı ölçüde var olan iki ayrı Töz’dür. Madde dünyasındaki her değişme bir harekettir. Hiçbir madde kendiliğinden hareket etmez. Doğaya hareketini veren Tanrı’dır.

 

            5 – Varlık “Fenomen”dir (Fenomenoloji)

 E. HUSSERL’e göre gerçek varlık fenomenlerdir. İnsan bilinci bu Fenomenleri belirler ve onların özünü bilir. Varlık, insan bilincinin bilgi nesneleri olarak vardır. O halde Fenomenler, zihnimizin belirleyip var ettikleri varlıklardır. Fenomenler tek tek algılanan nesneler değil, tek tek nesnelerin ifadesi olan bütünsel kavramlar, onların Öz’ü dür.

 
HOŞGELDİNİZ
 
SON DAKİKA HABER
 

Türk ve Dünya Tarihinde Yaşanan Olaylar
TT FATURA SORGULA
 

TÜRK TELEKOM FATURA SORGULAMA
HizmetNo:
Ör: Telefon hizmeti için: 3121234567
Aşağıdaki resimde görülen güvenlik kodunu giriniz:
Soru ve Sorunlarınız için 444 1 444'ü arayınız.

HAVA DURUMU
 
TV'de Bugün
sitene ekle www.seninininternetin.tr.gg
Günlük Burç
 
Bugün 19503 ziyaretçi (33951 klik) kişi burdaydı!


webmp3indir
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol