KÜLTÜR VE TOPLUMSAL KURUMLAR
A. KÜLTÜR
1 – Kültürün Anlamı
Kültür; İnsanların meydana getirdiği, geliştirip kendilerinden sonrakilere aktardığı her şeyi kapsamaktadır. Bu anlamıyla kültür, bir toplumun yaşam biçimidir. Kültür, bir toplumda oluşturulan ve toplum üyelerince öğrenmeyle kazanılan ve paylaşılan ortak unsurları kapsar. Giyinme, konuşma, evlenme, örfler, ahlak, sanat, hukuk, inançlar… v.b. yaşam biçiminin unsurlarıdır. Bu unsurlar toplumun üyelerince paylaşılır ve toplumun yaşamına yön verirler.
* Gelin, kayınpederinden hediye almadan attan inmez; attan dualar eşliğinde indirilir.
* Bazı yörelerde kayınvalide geline bal yedirir.”ağzın tatlı olsun” anlamına gelir.
* Bazı yörelerde kaynana, gelinin ayağının altına koyun postu serer ve üzerine bastırır. Bunun anlamı, gelinin uysal olacağına inanılmasıdır. Gelinin kucağına erkek çocuk verilerek ilk çocuğun erkek olması arzulanır.
Bazı sosyolog ve antropologa göre kültür şu şekilde tanımlanmaktadır;
* E. B. Tylor; Bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, örf ve adetlerden, insanın toplumun bir üyesi olarak elde ettiği bütün yeteneklerden oluşmuş karmaşık bütündür.
* Gittler; insanın yarattığı yaşam tarzı, yaşam biçimidir.
* Karl Marx; doğanın yarattıklarına karşılık, insanoğlunun yarattığı her şeydir.
Genel anlamıyla kültür; “Toplumun bütün bireylerinin ortaklaşa sahip oldukları kurum ve değerler sistemidir.”
Sosyolojide kültür; Toplumun taşıdığı, sosyal mirasın bütünüdür. Bugün var olan kültür, geçmiş kuşakların ürünü ve aktarımıdır. Öğrenme yolu ile elde edilir. Kültürün sürekliliği, kişinin gruptan öğrendikleri ile doğru orantılıdır. Kültür, kişinin toplumdan öğrendiği tutum ve davranışlardır.
Kültür, maddi ve maddi olmayan(manevi) öğelerden oluşur. Maddi öğeler toplumun ilerlemesini, üretim ve teknikteki becerilerini, deneyimlerini gösterir. Maddi kültür; insan emeğinin toplumsal gelişme sürecinde ortaya çıkardığı araç gereçleri yani nesneleri belirtir. Üretim araçları, günlük kullanım araçları, yapılar maddi kültür öğeleridir. Maddi olmayan kültürün öğeleri ise toplumda oluşan değerler, inançlar, bilgiler, davranış kuralları, gelenek ve göreneklerdir. Bu öğeler toplumların gelişmişlik düzeylerini ortaya koyar.
Maddi ve manevi kültür öğeleri sürekli etkileşim durumundadır. Örneğin; Teknoloji ürünü olan televizyonun gelenekleri, alışkanlıkları, inançları etkilemesi; tüfeğin icat edilmesiyle mertliğin bozulması gibi.
Gelenekler, görenekler, dini inanışlar yeni oluşan maddi kültür öğelerine uyum sağlamayı zorlaştırmakta ya da kolaylaştırmaktadır. Örneğin; Matbaa Almanya’da 1450 yılında kullanılmaya başlansa da Osmanlı toplumunda kullanılması 1727 yılında gerçekleşmiştir.
Toplumda maddi kültür öğeleri daha hızlı değişirken, manevi kültür öğeleri daha yavaş değişir ve varlıklarını bir süre daha sürdürür. Bu süreçte maddi ve manevi kültür öğeleri arasındaki uyum bozulur. Hukuk, gelenek, görenek ve töreler maddi alandaki değişime ayak uyduramaz. maddi ve manevi kültür öğeleri arasında ortaya çıkan bu uyumsuzluğa Kültürel gecikme adı verilir. 18. yüzyıl Fransa’sında görülen burjuva sınıfı, ekonomik gücü elinde bulundurduğu için para ile soyluluk unvanları almışlar ancak belli bir süre gerçek soylular olarak siyasi bir sınıf olarak görülmemişlerdir.
Maddi kültür evrensel nitelik gösterir. Manevi kültür ise ulusal niteliktedir. Bir iletişim aracı olan televizyon maddi kültür öğesi olarak tüm toplumlarda kullanılır. Ancak manevi kültür içerisinde yer alan evlenme şekli ile ilgili törenler toplumdan topluma farklılık gösterir.
Toplumlar arasında, aynı toplumun farklı sınıf ve grupları arasında farklı kültürel özellikler olabilir. Toplumun belli yönleriyle farklı olan bu kültürlerine Alt kültür denir. Alt kültür kümeleri din, dil, davranış biçimleri, giyim, beslenme alışkanlıkları gibi özellikler ile birbirlerinden ayrılır. En önemli alt kültür kümeleri azınlık, göçebe, gençlik, mesleki ve bölgesel nitelikte olanlardır. Bir alt kültürün kendine özgü değerleri, normları, tutumları vardır. Dinsel bir grup kendi inançlarını, onun gerektirdiği yaşayış ve ibadet biçimlerini toplumun bütününden bağımsız olarak yerine getirir. Aynı meslek grubundan olanlar alt kültürlere sahiptir. Askerlerin, doktorların, öğretmenlerin, avukatların ortak yaşayış koşullarının getirdiği alt kültürleri vardır. Aynı zamanda coğrafi bölgeler arasında da farklı kültürler olabilmektedir. Gelenekler, görenekler, şiveler, beslenme, barınma, giyinme alışkanlıkları bölgeye has olabilmektedir. Ancak sanayileşme ve iletişim sayesinde bölgeler arasındaki kültürel farklılıklar giderek azalmaktadır.
2 – Kültürün Özellikleri
I. Toplumsallık
Kültürel özellikler bir araya gelmiş, örgütlenmiş birliklerde, toplumda yaşayan insanlar tarafında oluşturulur. Toplum olmadan kültür, kültür olmadan da toplum var olamaz. Ortaklaşa paylaşılan alışkanlıklar, kabul gören tutum ve değerler o toplumun kültürüdür.
II. Değişirlik
Toplumlar ekonomik gelişmelerin, teknik ilerlemelerin, nüfus hareketlerinin, savaşların sonucu olarak sürekli bir değişim içerisindedir. Her toplumun kültürü, bu etkenlerle birlikte oluşan yeni gereksinimler karşısında az ya da çok değişmektedir.
III. Tarihsellik
Toplumun benimsediği değer yargıları, davranış biçimleri, yararlandıkları araç–gereçler tarihsel süreç içerisinde oluşmuş ve yeni kuşaklara aktarılmıştır.
IV. Süreklilik
İnsanoğlu, kendine özgü alışkanlıkları ve bilgileri yeni kuşaklara aktarır. Kültürel sistem, toplumdaki üyelerin nerede ne yapacaklarını belirleyerek kültürün sürekliliğini sağlayan öğelerdir.
V. Öğrenirlik
Kültür, bireylerin doğuştan getirdiği bir olgu değildir. Eğitim ve öğretim yoluyla sonradan kazanılır. Yaşam boyu toplumdan kazanılan davranışlardır.
VI. Görelilik
Her toplumun kendine özgü bir kültürü vardır. Kültür zaman içerisinde değiştiği gibi, toplumdan topluma göre de farklılık göstermektedir. Örneğin; Türk kültürü 1930’lu yıllarda, 1970’li yıllarda ve günümüzde farklılıklar gösterdiği gibi, bir Alman, bir İran kültüründen farklı yönleri vardır.
Her toplumun kendine has bir kültürü olmasını sağlayan öğeler dil, din, örf, adetler ve geleneklerdir.
Adetler, uyulması zorunlu olmamasına karşın, toplumsal baskı sonucunda uyulan normlardır. Örneğin; Bayram da büyüklerin yanına gidip onları görmek bir adettir. Buna uyulmadığı zaman kişiye hukuksal anlamda bir ceza verilmez. Ancak çevredeki kişiler tarafından bir ayıplama, kınama söz konusu olur.
Örfler, toplum için yaşamsal önem taşıyan, kendine özgü ahlaki değerleri olan normlardır. Örneğin; Anne ve babanın çocuklarına bakması, onların geçimlerini sağlaması gerekir. Bu yapılmaz ise anne ve baba toplum içerisine çıkamaz ve yasal yaptırımlarla karşılaşırlar.
3 – Kültürün İşlevleri
* Toplumları birbirinden ayırt eder. Ülkemizdeki turistleri kendi halkımızdan ayırabilmemiz buna bağlıdır.
* Kişilerin toplumsal davranışlarının düzenli olmasını sağlayarak, toplumsal düzeni oluşturur.
* İhtiyaçlara göre şekillendiğinden, ihtiyaçların giderilmesini sağlar. ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalan kültür unsurları işlevini yitirdiği için zamanla terk edilir.
* Toplum üyelerini birbirine yaklaştırır ve dayanışmayı sağlar.
* Kişilerin toplumun bir parçası haline gelmesini sağlar. Böylece toplumu oluşturan bireyler benzer özellikleri taşıyan, birbirini anlayan insanlar haline gelir.
* Kültür toplumsal kişiliğin doğup gelişmesinde etkili olduğundan insanların toplumsallaşmasında kolaylık sağlar.
4 – Kültürün Kazanılması
Kültür; duyuş, düşünüş ve yaşam tarzıdır. Bir toplumun düşüncelerini, inançlarını, her türlü teknik ve sanatını yansıtan olgudur. İnsanlar da içinde doğdukları kültüre katılarak yaşarlar. Bu bağlamda Kültürün kazanılması, insanın doğumundan itibaren diğer insanlarla kurduğu sosyal ilişkiler sonucunda gerçekleşir.
Kültür, büyük oranda eğitim ve öğretimle kazanılır. Sözlü ve yazılı iletişim araçları ile toplumun folkloru, güzel sanatları, edebiyatı, inanç, töre ve adetleri bireylere kazandırılır. Gelecek kuşaklara miras olarak devredilir. Bireyler kültür ile yoğruldukça kültürü benimseyip bunu davranış olarak gösterirler. Buna Kültüre katılma denir.
Kültüre katılma üç şekilde gerçekleşir;
* Kültürün genel öğelerine katılma; Dil, hukuk kuralları, aile tipleri, konut biçimi, gelenekler, görenekler kültürün genel öğeleridir. Her bireyin kültürün genel öğelerine katılma zorunluluğu vardır.
* Kültürün özel öğelerine katılma; Kültürün özel öğeleri herkesin yapması ya da bilmesi zorunlu olmayan kültür içerikleridir. Özel öğeler, alt kültür öğeleri, yetenek veya uzmanlık gerektiren mesleki alanlardır. Doktorluk, öğretmenlik, avukatlık, marangozluk… v.b. gibi. Birey, doktor olmak için gerekli eğitimi alır, mesleki değerleri edinir, alanındaki gelişmeleri izler, meslektaşları ile iletişim içerisinde olur.
* Değişkenler aracılığıyla kültüre katılma; Gelişmiş toplumlarda kültür karmaşık bir bütün oluşturduğu için bireyin seçeneklerinin sayısı artmıştır. Birey kişiliğine uygun olanları seçebilmektedir. Örneğin; bir kişi durumuna göre, çeşitli mesleklerden birine yönelebilmekte, istediği bir derneğe üye olabilmekte, oyunu kendisine yararlı olacağına inandığı bir partiye verebilmektedir. Çünkü değişkenlerin zorlayıcı bir gücü yoktur. Birey değişkenler aracılığıyla kültüre katılırken özgürdür.
Kültürün kazanılması ve saklanması sosyal bir süreçtir. Bu süreçte birey sosyalleşme, kişilik geliştirme ve kültürel süreçleri edinir.
Sosyalleşme, kişinin toplum kurallarını öğrenmesi ve bunları benimseyerek uymasını sağlayan süreçtir. Yeni doğan bir çocuğun toplumun bilinçli bir üyesi durumuna gelmesi sosyalleşme ile olur. Sosyalleşme, insanı toplumsal sistemin bir üyesi durumuna getirir. Bireyin diğer insanlar gibi giyinmesi, yemek yemesi, örf, adet ve geleneklere uyması, kendisine verilecek rolleri yerine getirmesi sosyalleşmenin sonucunda olur. Aile, eğitim, ekonomi ve din gibi kurumlar bireyin toplumda sosyalleşmesini sağlayan kurumlardır.
Kişilik, bireyi diğer bireylerden ayıran duyuş, düşünüş, inanç ve yetenek gibi süreklilik gösteren ve bireye ait olan özelliklerdir. Birey toplum içerisinde sosyalleşirken kurduğu ilişkiler ile kişiliğini biçimlenir. Bu ilişkiler sonucunda birey sosyalleşir ve diğer insanlar ile benzer davranışlar ortaya koyar. Toplumsallaşma sonucunda ortak bir kültüre sahip olur. Buda toplumun devamını sağlayan bir öğedir.
Bireyin sosyalleşme aşamasında geçirdiği kültürel süreçler; kültürlenme, kültürleşme, kültürel farklılık, kültürel benzeşme, kültür emperyalizmi ve kültürel yozlaşmadır.
4 – Kültürle İlgili Kavramlar
* Kültürlenme; İnsanların içerisinde yaşadıkları toplumun kültürünü benimseyerek, ona katılmaları sürecidir. İnsan, belli bir toplumda, belli bir ailede dünyaya gelir. O toplumun kültürünü öğrenerek ve benimseyerek, toplumun bir parçası haline gelir. İnsanın içinde yaşadığı toplumun kültürünü kazandıran bu süreç “kültüre katılma” olarak ifade edilir.
* Kültürleşme; İki farklı kültürün karşılıklı etkileşimi ile gerçekleşen kültür alış – verişidir.
* Kültürel değişme; Mevcut kültür unsurlarının ortadan kalkmasıyla veya yerine yenilerinin geçmesiyle yaşam biçiminde meydana gelen değişiklikleri ifade eder. Yeni buluşlar, teknolojik yenikler, başka kültürlerle olan etkileşimler kültür değişmesinde etkili olabilmektedir.
* Kültürel yayılma; Bir bölgede veya kültürde ortaya çıkan kültür unsurlarının başka bölge veya kültürlere yayılmasıdır. Televizyonun, buzlu çayın, Amerikan futbolunun yayılması gibi.
* Kültürel yozlaşma; İşlevini yitiren kültür unsurlarının varlığını biçimsel olarak devam ettirmesi, yerine yenilerinin konulamaması durumunda kültürel yozlaşma yaşanır.
* Kültürel çözülme; Kültürün maddi ve manevi unsurlarının birbirine uyum sağlayamaması halinde veya değişme hızlarının dengesizlik meydana getirmesi halinde yaşanan durumu ifade eder.
* Kültürel çatışma; Farklı kültürlerin, alt kültürlerin birbirlerine karşı olan mücadelelerini ifade eder. Birbirlerini benimsemeyen, çıkarları uyuşmayan farklı kültür grupları arasında yaşanan çatışmaları anlatır.
* Kültür şoku; Bir kültürden başka bir kültüre katılanların karşılaştıkları çatışma ve bunalımları ifade eder. Yeni bir kültür ortamına geçen bireylerin uyum sağlamadaki güçlükleri ve sıkıntıları kültür şokuna neden olur. |