LİSE FELSEFE 1

 FELSEFENİN KONUSU

                                  

NEDİR FELSEFE?

Grekçe philosophia teriminden kaynaklanan felsefe, iki sözcüğün birleşmesinden oluşmuştur. Phillia (sevgi); Sophia (bilgi, bilgelik) anlamındadır.

İlk defa Yunanlı filozof Pythagoras, insanın bilgeliğe ulaşamayacağını ancak onu sevebileceğini söyleyerek kendisine “Ben filozofum” dermiş. Philosophia önce Latinceye oradan diğer Avrupa dillerine, daha sonra Arapçaya ve Türkçeye Felsefe olarak geçmiştir.

Felsefe terimi, gerçek anlamını Platon ve Aristoteles felsefesinde bulur. Aristo, felsefeyi “Var olanların ilk temellerini ve ilkelerini araştıran bir bilgidir.” şeklinde tanımlar.

M.Ö. VI. yüzyıla gelinceye kadar Yunanlılar da zamanın diğer toplumları gibi, doğa ve insanların aynı güçler tarafından yönetildiğine inanıyor, toplum ve doğal olayların açıklanmasını ise Tanrıların iradesine bağlayarak mitolojik bir şekilde yapıyorlardı. M.Ö.VI. ve V. yüzyıldan itibaren evreni hangi güçlerin yönettiği değil, olayların nasıl cereyan ettiği üzerinde düşünülmeye başlanınca mitolojiden felsefeye geçişin de temelleri atılmış oldu. Felsefenin doğuşuyla birlikte, doğa, Tanrıların iradesine bağlı olmaktan çıkmakta, doğa ve toplum olayları farklı dünyalar olarak değil, tek bir dünya olarak ele alınmaya başlanmaktadır.

Felsefeyi tanımlamak istediğimizde, her felsefi görüşün, bağlı olduğu değerler ve inanç sistemlerine göre felsefeyi tanımlayışının farklı olduğunu gördük. Kant’ın tanımı genel bir anlayış ve sınırlı bir tanımdır ve derki; “felsefe kendisini akla dayanan nedenlerle meşru kılmak veya haklı çıkarmak iddiasında bir zihinsel etkinlik biçimidir.” Burada akla dayanan nedenlerden, insanın her türlü deneyimi, gözlemini, bunlara dayanan her türlü akıl yürütmesini ve sezgisini içine alan geniş bir nedenler grubunu anlamak gerekir. Haklı çıkarmak veya meşrulaştırmak iddiasında ise herhangi bir önermeyi, bu önermeyi ileri sürmeyi mümkün kılan kanıtı temel veya gerekçelerle ortaya koymayı anlamak gerekir.

Farklı düşünürlerin ortak tanımı “felsefenin bilgi sağlayan bir faaliyet olmasıdır” şeklindedir.

Bazı düşünürlere göre ise, felsefenin tanımı yapılamaz; çünkü o bir üst dildir. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın, felsefe mitos, din ve şiirden doğdu. Zamanla içinde taşıdığı bu öğelerden arındı; bilimsel ve özgür düşünmenin temellerini atarak gelişti ve gerçeği bütünüyle açıklamaya çalıştı. Sonuçta, genel olarak felsefeyi, gerçeği tümüyle ele alıp inceleyen ve bunun sonucunda ulaşılan bilgileri yorumlayan ve sistemleştiren bir uğraş alanı olarak tanımlayabiliriz.

İlk zamanlarda tüm bilimleri kapsayan felsefeden zamanla matematik, fizik, antropoloji, biyoloji, kimya, sosyoloji, psikoloji v.b. ayrıldı. Çağımızda bazı düşünürler, felsefenin konusunun yalnız dil ve mantık olduğunu ileri sürüp savunmaktadırlar. Böyle olmakla birlikte felsefe ve bilim birbirinden tümüyle kopuk değildir. Tersine çok sıkı bir ilişki içindedirler. Her bilimsel gelişme buluş, icat, geçerli ve güvenilir bilgi felsefeyi etkiler ve değiştirir. Felsefenin ufuklarını açar. Yeni felsefelerin doğmasına neden olur. Artık her bilimin felsefesi olmaya başlamıştır. Bilim felsefesi denen alan büyük bir önem kazanmaya başlamıştır.

Bilim gerçeği parçalara ayırarak inceler. Örneğin fizik maddenin hareketini, enerjiyi, kimya maddenin yapısını, biyoloji canlılar dünyasını, sosyoloji toplum, kurum ve kişiler arasındaki ilişkileri, psikoloji insan davranışlarını, eğitim istendik davranışları ele alır. Oysa felsefe gerçeği bir bütün olarak ele alıp inceler. Aynı zamanda hem felsefe hem de bilim bir süreçtir. Bu sürecin sonunda her ikisi de bilgi elde ederler.

Hem bilimde, hem de felsefede doğruya, elde edilen ve kullanılan bilgiye sürekli eleştirisel bir gözle bakılır. Sürekli her yanıttan şüphe ederler. Şüphe soru sormayı gerektirir. Böylece hem felsefe hem de bilimde sorular önemli bir hal alır.

Bütün bunların yanında, bilimsel önermelerin evrende bir karşılıkları vardır. Kanıtlanan türdendirler. Oysa felsefi önermeler genellikle analitik ve bazen de metafiziktir, yani kanıtlanacak türden değildir.

Felsefe;

* Hakikati araştırırken bütün zamanlar için geçerli olabilecek bilgiler yükü ortaya koymaz. Çünkü felsefede bilgiden çok bilginin aranması önemlidir. “Kant; felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir.” derken bu düşünceyi anlatmak istiyor.

* Felsefe, mevcut olan her şey üzerinde düşünür ve onların içerikleri hakkında soru sorar. Felsefe her şeyden önce bir düşünme çabasıdır. Felsefe yapmak, düşünmek, sorgulamak ve yorumlamaktır. Bilim adamları bilinen, kavranılan ve ispat edilen şeylerle yetinirken; Felsefe (filozof) bunlarla yetinmez. Sorularıyla düşünerek ilk nedenlerini araştırır ve derinlemesine iner.

* Felsefeyle tanışmanın yolu sorular sormaktan geçer.

* Felsefe, var olan şeylerin bütünü üzerinde durur ve var olan şeylerin ortak olan , birleştirici olan niteliği ortaya koymaya çalışır.

* Filozof , ortaya koyduğu sistemini aklın ve mantığın genel kontrolü altında oluşturur ve geliştirir. Bunun için her felsefe sistemi akla uygundur. Yani kendi içinde tutarlıdır.

* Felsefe ile toplum arasında her zaman yakın bir ilişki vardır. Filozof belli bir coğrafi yerde toplum içinde yaşadığı için o yerin ve o toplumun özellikleri ve sosyal değerleri filozofun düşüncelerini etkiler.

 

Felsefede önemli olan soru sormaktır. Hatta sorular cevaplardan daha önemlidir. Felsefenin soruları diğerlerinden farklıdır ve genellikle “nedir?” sorusudur. Diğer bilimlerin sorularından faklı olarak “anlamı nedir?”  tarzında soru sormasıdır. Bu tarz soruların kesin cevabı yoktur. Zaten felsefenin cevap kaygısı yoktur. Çünkü doğrularda amaç, bilginin aranmasıdır.

 

Felsefenin sorularını filozof sorar ve genellikle diğerlerinden farklıdır. Kısaca, günlük sorularda eylemde bulunmak, felsefenin sorularında ise aklın gücüne başvurmak gerekir.

Niçin felsefe gereklidir ?

Felsefe, düşünmeyi öğreten bir sanattır. Bizler insanız; akıl sahibi bir varlık olarak insanın en temel özelliği, düşünmesini bilmesi ve düşündüğünü çeşitli biçimlerde diğer insanlara aktarmasıdır. Bu farklılığı bilinçli bir biçimde ortaya koymak ancak felsefe ile olanaklıdır. İnsanın doğası onun düşünmesi gerektiğini söyler. Felsefe, insanın aklını veya diğer düşünme yeteneklerini kullanarak var olan hakkında soru sorup, cevap arama etkinliğidir.

 

            Bazı Filozof’ların Felsefe hakkındaki görüşleri şu şekildedir;

            SOKRATES        ; Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.

            PLATON            ; Felsefe, doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır.

ARİSTOTELES   ; Felsefe, ilkeler ya da ilk nedenler bilimidir.

CAMPENELLA     ; Felsefe, eleştiridir.

B. RUSSELL       ; Felsefe, bilimle teoloji arasında kalan ve her iki taraftan saldırıya uğrayan “hiç kimsenin ülkesi” dir. 

J. LOCKE           ; Felsefe, bütün düşüncelerimizin duyumlarımızla, gerçek âlemden geldiğini kanıtlamaktadır.

I. KANT             ; Felsefe, bilginin nasıl mümkün olabileceğini öğretmektir. Bu da bilginin kendisini eleştirisiyle gerçekleşir.

Felsefenin çok geniş bir alanı vardır. Bu nedenle farklı konuları inceleyen çeşitli alt dallara (disiplinlere) ayrılmıştır. Bunlar;

* Bilgi felsefesi ( Epistemoloji ).

* Bilim felsefesi.

* Varlık felsefesi ( Ontoloji ).

* Ahlak felsefesi ( Etik ).

* Siyaset felsefesi.

* Sanat felsefesi ( Estetik ).

* Mantık felsefesi.

* Dil felsefesi.

* İnsan felsefesi ( Felsefi antropoloji ).

* Değer felsefesi ( Aksiyoloji ).

 

Felsefenin Amacı

            Bilgi sağlamaktan ziyade, başka yollardan elde edilen bilgileri sorgulamak, eleştirmek ve açıklığa kavuşturmaktır.

Felsefenin İşlevi

            İnsana pratik bir fayda sağlamak değil,insanın bilme,anlama ve gerçeği görme ihtiyacını gidermektir. Felsefe insanlara, eleştirel bir bakış açısı ve sistemli düşünme alışkanlığı kazandırır. Ayrıca felsefe için şunları da söyleyebiliriz;

* İnancın biçimlenmesinde etkisi olmuştur. Örneğin; Hıristiyanlığın temellendirilmesin de felsefeden yaralanılmıştır.

* Filozofların düşünceleri, büyük oluşum ve düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Fransız Devrimi gibi.

* İnsanların daha iyiye doğru ulaşabilmek için sorgulayabilmelerine katkıda bulunur.

* Felsefi düşüncelerle insan her konuda akıl yürütebilmesi için gerekli temelleri sağlar.

* Felsefe, bilime ürettiği sorularla yardımcı olur.

* Felsefe sayesinde binlerce yıldan beri ortaya konan fikir ve düşünceleri , bu düşünceleri yansıtan kavramları tanıma olanağı sağlar.

 

Bilginin Tanımı                 

İnsan, çevresiyle sürekli ilişki halindedir. Bu ilişki sürecinde karşılaştığı nesneleri algılar insan. İşte bilinçli bir varlık olan insandaki bu algılama etkinliğine bilme, bu etkinlik sonucu elde edilen ürüne de bilgi denir.

Bilgi edinmede iki öğe vardır. Biri bilinç sahibi insan (suje, özne), diğeri ise insan bilincinin kavramaya yöneldiği varlık (obje, nesne). Bilgi, bu iki öğe arasında kurulan ilişki sonucu ortaya çıkan ürünlerdir. Suje; bilgiye yönelen, bilmeye çalışandır yani insandır. Obje ise, bilgiye konu olan, bilinen, somut ve soyut tüm varlıklardır.

Bilen ve bilinen arasındaki ilişkiyi kuran “Bilgi Aktları’dır.”  Bilgi aktı, sujeden objeye yönelen bilinç eylemidir. İnsan bilmek istediği her şeye bilgi aktlarıyla yönelir. Bilgilerimiz, bilgi aktlarının bir ürünüdür. Başlıca bilgi aktları; algı, düşünme, anlama ve açıklama aktlarıdır.  

 

Bilgi Türleri ve Özellikleri

a) Gündelik (Ampirik) Bilgi

İnsanın günlük algılarının, duyu organlarının bildirdiklerine dayanarak elde edilen bilgidir. Düzensiz, sübjektif, sezgisel, sonuçları kesin olmayan, tecrübelere dayanan bilgidir. Günümüzde insanların gündelik bilgilerden yararlandıklarını görmekteyiz. Örneğin, çeşitli hastalıkların tedavisinde, bazı otların veya çiçeklerin hastalığa iyi geldiği bilgisi, gökyüzünde bir bulut veya kızartı görünce yağmurun yağacağına, vs inanılması. Bu tür bilgilerde “ olayların nedeni ” açıklanmadığından bilim bu tür bilgilere itibar etmez.

Midesi ağrıyan birinin kekiği kaynatıp içtikten sonra ağrısının geçmesi üzerine “Kekik suyu mide ağrısına iyi gelir demesi v.b. gündelik bilginin özellikleridir.

* Gözlem ve deneyimlere dayanır

* Neden sonuç ilişkisi akıl ile temellendirildiği için  “düzensiz” bilgilerdir .

      * İnsan yaşamını kolaylaştırıcı özelliğinin yanı sıra yanıltıcı da olabilir .

      * Sübjektiftir (Özneldir) .

 

            b) Dinsel Bilgi

Varlığı inanç aracılığıyla kavrayan bilgi çeşididir. Dini bilgide suje ile obje arasındaki ilgi inanç bağına göre kurulur. Dini bilgiye göre, Allah peygamber aracılığıyla bilgileri insanlara ulaştırır. Bu bilgiler vahye dayandığı için teknik kabul edilmez. Dini bilgi, inançtan sonra, inandıklarını uygulamasını ister.

* İnanç ve imana dayanır, eleştiri kabul etmez .

* Dogmatiktir. ( Dogma; Din ya da otoritelerce ileri sürülen bilgilerin kanıt aranmaksızın doğru sayılması. )

      * Değişmelere karşı dirençlidir .

* Ahlak kurallarını da içerir .

 

c) Sanat Bilgisi

Sanat, güzeli arayan, gerçekliği simgelerle açıklamaya çalışan bir etkinliktir ve varlığı derin bir şeklinde ele alan kavrama gücüdür. Sanat bilgisi, sanatçı (suje) ile yöneldiği obje arasındaki etkileşim sonucu oluşan bilgi türüdür. Örneğin, bir şair şiirinde ele aldığı konuyu tamamen kendine özgü olarak, kendi sezgi ve hayal gücüyle ortaya koymuştur.

* Kaynağında göreceli bir anlam taşıyan  “Güzellik” kavramı vardır .

* Ürünleri somuttur .

* Sübjektiftir (Özneldir) .

 

d) Teknik Bilgi

Bilimin pratik amaçlarla kullanılmasından doğan bilgi türüdür. Doğal nesnelerin şeklini değiştirerek, onların insan yaşamını kolaylaştıracak şeklinde kullanılmasıdır. Bilim doğayı anlamak ve açıklamak amacı güder , teknoloji ise , doğayı insan varlığının amaçları için kontrol altına almayı amaçlar. Teknik bilgi insana yarar sağlamayı amaçlarken, bunu kötü amaçlar için kullanan insanlar ortaya çıkabilir. Atom bombaları, çevre kirliliği, vs.

* Günlük bilgiye dayalı teknik bilgiler daha çok el becerisi deneyimlerini kapsar .

* İnsana fayda sağlayıp yaşamı kolaylaştırmayı amaçlar .

* Bilimsel bilginin gelişmesine katkıda bulunurlar .

 

e) Bilimsel Bilgi

Akla ve aklın yönettiği deneylere dayanarak ve yöntem kullanarak elde edilen sistemli bilgidir.Bilimsel bilginin anlamı oldukça geniştir. Evreni, evrenin içindeki varlıkları ve insanı her yönüyle ele alır ve araştırır. Bu konuları neden-sonuç ilişkisine göre araştırırken, konusu, yöntemi, objektifliği, sistemliği ve kontrol edilebilmesi ile diğer bilgi türlerinden ayrılır. Yani kesin sonuçlar ortaya koyar.

Bilimsel bilgi üç farklı grupta kendini gösterir;

Formel bilgiler ( doğada olmayan – düşünsel bilgilerdir. matematik, mantık, vs )

Doğa bilimleri ( doğada olan bilimlerdir. fizik, kimya,.. )

İnsan (beşeri)  bilimleri ( insanı konu alan bilimlerdir. Sosyoloji, tarih. vs.)

* Olgular arasındaki neden-sonuç ilişkisini araştırır .

* Doğruluk ve kesinlik taşır .

* Objektiftir (Nesneldir) .

* Yığılan (Kümülâtif)  ve ilerleyen bir bilgidir .

* Öngörü sağlama özelliği vardır .

* Evrenseldir .

 

f) Felsefi Bilgi

Felsefe, bilginin temelinde bulunan bir takım doğrulara ve insan davranışını yöneten ilkelere ulaşma çabasındadır. Bir düşünme etkinliği olarak felsefe, insanları ve yaşamın anlamı üzerine düşünmeyi sağlar. İşte söz konusu düşünme etkinliğinin sonucunda ortaya çıkan ürüne felsefi bilgi denir.

* Birleştirici ve bütünleştiricidir, varlığı bütün olarak inceler.

* Kişiseldir.Yani sübjektiftir.

* Yığılma gösterir, birikimli ilerleme özelliğine sahip değildir.

* Sorgulayıcı ve eleştiricidir .

* Tarihten soyutlanamaz.

* Sonuç doğruluğu ve kesinlik taşımaz .

* Akla ve aklının ilkelerine uygundur.

* İlgilendiği sorunlar açısından Evrenseldir .

* Nedenler üzerinde araştırma yapar .

 

 Felsefenin Çeşitli Alanlarla İlişkisi

 a) Felsefe –  Bilim Arasındaki İlişki

 Felsefe’nin Bilim’le ortak yönleri şunlardır;

* Felsefe de , bilim de yöntemli , sistemli , tutarlı bir araştırma etkinliğidir .

* Felsefenin ve Bilimin ortaya koyduğu sonuçlar geneldir .

* Felsefenin ve Bilimin amacı , Dünyayı ve İnsan yaşantısını anlamaktır .

Felsefe’nin Bilim’le farklı yönleri şunlardır;

            * Felsefenin ve Bilimin yöntemleri farklıdır. Bilim, Bilimsel yöntemi kullanır. Felsefenin böyle belirlenmiş bir yöntemi yoktur.             

* Bilimin sonuçları nesnel , Felsefenin sonuçları ise özneldir .

* Bilim varlığı bölerek inceler , Felsefe ise varlığı bütün olarak ele alır .

 

b) Felsefe – Din Arasındaki İlişki 

Felsefenin Din ile ortak yönleri şunlardır;

* Dinin de, Felsefenin de konuları; doğa, doğaüstü, insan ve insani değerlerdir.

* Dinin ve felsefenin amacı; ele aldıkları konularda doğru bilgiler ortaya koymaktır.

Felsefenin Din ile farklı yönleri şunlardır;

* Felsefenin ve Dinin yöntemleri farklıdır; Felsefe sonuçlarını bilime ve mantıklı düşünmeye, Din ise tartışılmaz doğrular olan Dogmalara ve inanca dayandırır.

* Dinin doğruları tartışılmaz, eleştirilmez. Felsefenin ortaya koyduğu sonuçlar ise eleştiriye açıktır .               

 

c)  Felsefe – Sanat Arasındaki İlişki

Felsefenin Sanat ile ortak yönleri şunlardır;

* Felsefe ve Sanat öncelikle doğa ve sanatla ilgilenir.

* Felsefe ve Sanat’ta yaratıcılık söz konusudur.

* Felsefe ve Sanat’ta ürünler tek ve özneldir.

Felsefenin Sanat ile farklı yönleri şunlardır;

* Sanat tek olanı, Felsefe genel olanı inceler.

* Sanat kavramları somutlaştırarak somut ürünler

olarak ortaya koyar,  Felsefe ise kavramları sadece kavram olarak ele alır ve soyut ürünler ortaya koyar.

* Sanat insanın duygularına, Felsefe ise insanın aklına seslenir.

* Sanat güzele, Felsefe ise mutlak doğruya yönelir.

 
HOŞGELDİNİZ
 
SON DAKİKA HABER
 

Türk ve Dünya Tarihinde Yaşanan Olaylar
TT FATURA SORGULA
 

TÜRK TELEKOM FATURA SORGULAMA
HizmetNo:
Ör: Telefon hizmeti için: 3121234567
Aşağıdaki resimde görülen güvenlik kodunu giriniz:
Soru ve Sorunlarınız için 444 1 444'ü arayınız.

HAVA DURUMU
 
TV'de Bugün
sitene ekle www.seninininternetin.tr.gg
Günlük Burç
 
Bugün 19504 ziyaretçi (33954 klik) kişi burdaydı!


webmp3indir
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol