LİSE FELSEFE 2

BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ)

 

 

 

A) Bilgi Felsefesinin Konusu

Felsefenin, insan bilgisinin imkânını, kaynağını, sınırlarını ve ölçütlerini araştıran dalına Bilgi Felsefesi (Epistemoloji)  adı verilir.

Bilginin ne olduğu, bilginin kaynağı, bilginin değeri, ilkeleri ve sınırlarının açıklanması Bilgi felsefesinin konusunu oluşturur .

 

Bilgi Kuramı (Epistemoloji)

Çeşitli bilgi alanlarındaki bilimlerin genel yasalarını inceleyen felsefe disiplinine Bilgi Kuramı (Epistemoloji) denir. Epistemoloji bilgiyi bir Obje olarak ele alır ve bilginin yapısını ortaya koymaya çalışır. Bilgi kuramı bilginin ne olduğunu, hangi yolla elde edildiğini, amacını araştırır. Bir yandan bilginin özünü, ilkelerini, kökenini, yapısını, kaynağını araştırır, diğer yandan bilginin yöntemini, geçerliliğini, koşullarını, olanak ve sınırlarını sorgular.

1 – Bilgi Kuramının Temel Kavramları

Bilgi, Suje, Obje, Gerçeklik, Doğruluk gibi kavramlar Bilgi kuramının temel kavramlarıdır .

      * Bilgi;  Bilen ile bilinmesi istenilen varlıklar arasında kurulan ilişkiden doğan üründür .

      * Suje;  Bilgiyi ortaya koymak için nesneye yönelendir yani insandır .

            * Gerçeklik; Somut olan ve bilinçten bağımsız olarak dış dünyada var olandır. Örneğin; Dünya, denizler, dağlar   

            ..v.b. gerçekliktir .

            * Doğruluk; Varlığa değil o varlığın bilgisine ait bir özelliktir. Örneğin; Evimizdeki bir vazonun cam ya da seramik olduğunun söylenmesi .

 

            2 – Bilgi Kuramının Temel Soruları

            Bilginin değeri ile ilgili sorular ve bilginin kaynağı ile ilgili sorular olmak üzere iki grupta toplanabilir.

I – Bilginin Değeri İle İlgili Sorular;

Bilginin değerini , doğruluk ve geçerliliğini araştıran sorulardır. Neleri ne derecede bilebileceğimiz konusu üzerinde durulur.

* Genel geçer doğru bilgi var mıdır ?

* Bilgi nedir  ?

* Bilgi Objeleri doğru olarak yansıtır mı  ?

* İnsan varlığı gerçekten bilebilir mi ?

* Doğru bilginin ölçütü nedir ?

* Hakikat nedir ? Hakikat tek ve mutlak mıdır  ?

 

II – Bilginin Kaynağı İle İlgili Sorular; 

 Bilginin nereden kaynaklandığı konusu üzerinde durulur .

* Bilgi nasıl meydana gelir ?

* Bilgiyi meydana getiren etkenler nelerdir ?

* Bilginin kaynağı nedir  ?

* Bilgi doğrudan doğruya aklın bir ürünümüdür  ?

* Suje ve Obje arasındaki bağlantı ne aracılığıyla kurulur ?

 

MANTIK

Düşünceleri, düşünceler arasındaki bağları ve düzeni yöneten yasa ve ilkeleri inceleyen bilimdir. Ayrıca doğru düşünme yöntemine Mantık denir. Doğru düşünme, mantık ilkelerine (Özdeşlik, Çelişmezlik, Üçüncü Halin İmkânsızlığı) uygun düşünmektir. Bilgilerimizin doğruluğunu mantıksal çözümlemeler aracılığıyla bulabiliriz. Bu açıdan Mantık, doğru düşünmenin yasalarını belirleyen bilimdir.

Mantık, Tümdengelim türü akıl yürütmelerle ilgilenir. Tümdengelim, zihnin, genelden özele gidişidir. Mantık, genel ilkelerden çıkarımlarda bulunur. Bu nedenle Normatif  (kural koyan) bir bilimdir .

 

B) Bilgi Kuramının Temel Problemi (Doğru Bilginin İmkânı Problemi )

Bilgi kuramının temel sorusu, “Genel geçer, doğru bilgi var mıdır ?” sorusudur. Başlangıçta, herkes için geçerli bilginin olup olmayacağı sorusuna uzun süre duyarsız kalınmıştır. Filozoflar bu konuyu bir problem olarak ele almamışlar, gözlemlere dayanılarak elde edilen bilgi ve izlenimlerin gerçeği doğru olarak yansıttığına inanmışlardır. Bilgi konusundaki bu tavır; sistemsiz, yöntemsiz deneycilik (Naiv ampirizm) adını alır. Bu tavrı benimseyenler, kendi zihinsel güçleri üzerinde çok fazla durmaya gerek görmemiş, doğru bilginin duyular aracılığıyla zaten kendiliğinden elde edilebileceğini kabul etmişlerdir.

Bilgi kuramında “İnsan, herkes için geçerli, doğru bilgiler edinebilir mi ?” sorusuna iki farklı yanıt verilmiştir. Bunlar; Doğru bilginin imkânsızlığı ve Doğru bilginin mümkün olduğunu savunan görüşlerdir.

 

            1 – Doğru Bilginin İmkânsızlığı

            Felsefenin ilk dönemi “Doğa Felsefesi”dir. Bu dönemde Filozoflar öncelikli olarak evreni oluşturan Ana Maddenin (Arkhe) ne olduğunu bulmak istemişlerdir. Dinsel bilgilerin, Mitolojik efsanelerin, gözlemlerin akıl yürütmelerin ışığı altında Arkhe’yi açıklamaya çalışmışlardır. Arkhe kimi Filozofa göre; Ateş, Toprak, Su, Hava, Sayı olmuştur. Bazı Filozoflar bunlardan birinin değil, hepsinin birlikte evreni oluşturan ana madde olduğunu ifade etmişlerdir

            Sonuçta Filozoflar bir birleriyle çelişen görüşler ileri sürmüşler, kendi görüşlerinin doğru, diğerlerinin görüşlerinin yanlış olduğunu kabul etmeleri M.Ö. 5. Y.Y’da bu görüşleri kuşku ile karşılayan bir grup düşünürün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sofist adı verilen bu düşünürler Felsefe tarihinde bilgi kuramı açısından ilk kuşkuculardır. Doğru bilginin imkânsız olduğunu savunan bir diğer görüş Septisizm’dir .

                       

            I – Sofistler “İnsan varlığı öznel olarak bilir.”  

            Bilen, bilgili kişi anlamına gelir. Sofistler gezgin, parayla ders veren öğretmenlerdir. Öğrencilerine hitabet sanatını, güzel konuşmayı öğretirlerdi. Doğa sorunu yerine insan ve toplumu ön plana çıkarmışlardır.Dönemlerinin tüm kurumlarını   (Devlet, Din, Ahlak) ve değerlerini eleştirmişlerdir. Sofistler için değerli olan doğruluk değil, kişiye faydalı olan, onu başarıya götüren bilgilerdir. Doğru bilgi insana göre değişmektedir.

            Önemli Sofist düşünürler Protagoras ve Gorgias’tır .

            * Protagoras; Çevremizdeki her şeyin sürekli değiştiğini, bu nedenle belli bir şey olmadığını söyler. Algılarımız, objeyi bize, ancak bizim algılama anındaki durumumuza göre bildirir. Bu nedenle tek bilgimiz duyular yoluyla elde edilen algılar ve bunlardan doğan sanılardır (Sanı; duyular yoluyla elde edilen bilgiler). Böylece Protagoras “İnsan her şeyin ölçüsüdür” diyerek tüm bilgilerimizin duyumlardan geldiğini ve duyu organlarının verdiği bilgilerin insanlara göre değiştiğini kabul eder. Bu durumda onun için, genel geçer doğru yargılarların varlığı söz konusu olamaz. Bu anlamda Protagoras Rölâtivist’tir.( Doğru bilginin insana göre değiştiğini söyleyen görüşe Rölativizm - Görecelik denir.)

            * Gorgias; Genel geçer doğru bilgilerin olmadığı konusundaki kuşkuculuğunu üç evreden oluşan bir kanıtlamayla dile getirir;

— Bir şey yoktur; Çünkü olsaydı, bu ya olmuş ya da öncesiz bir şey olurdu. Öncesiz olamaz, yoksa sonsuz olurdu; sonsuz olansa, hiçbir yerde yok. Ne kendisinde, ne başka şeyde, ne de hiçbir yerde olmadığına göre, bir şey yoktur.

— Bir şey olsaydı da, bilinemezdi; Çünkü varolanın bilgisi olsaydı, var olan düşünülmüş olurdu, var olmayan da düşünülemezdi bile. O zaman da yanılma olmazdı.

— Bilseydik de başkalarına anlatamazdık; Çünkü bildirme sözlerle olur. Sözse, var olandan başka bir şeydir. Bir başkasına renkleri nasıl bildirebiliriz ?

Bu görüşüyle Gorgias mutlak bilginin olamayacağını kabul etmekle kalmamış, varlığın var olduğunu ve insanlar arasındaki iletişimi de reddetmiştir.

 

      II – Septisizm  “Gerçeğin özü bilinemez.”  

            Septisizme göre gerçeğin özünü bilmek olanaksızdır. Ancak Septisizm gerçeği bütünüyle reddetmek değildir. Gerçeği bütünüyle reddetmek kesin bir yargıda bulunmak olur. Oysa Septisizm olumlu ya da olumsuz bir yargıda bulunmaktan kaçınmaktır.           

            Önemli Septik düşünürler Pyrrhon ve Timon’dur .             

            * Pyrrhon; İlk çağ felsefesinde kuşkuculuğu sistemli bir görüş haline getirmiştir. Pyrrhon’a göre, gerçekte nesnelere ait bilgilerimizin hiçbiri ne doğru ne yanlıştır. Tek bilgi kaynağımız duyumlarımızdır. Ancak duyumlarla edinilen bilgiler her insan için aynı değildir. İnsanın içinde bulunduğu durum ve koşullar onun duyumlarını etkiler. İnsan, sadece olayları ve olaylar arası ilişkileri anlar, varlığın kendisini ve nesnelerin ne olduğunu anlayamaz. Varlıkların ne olduğuna ilişkin herhangi bir yargı, doğru ya da yanlış olmadığı gibi, bunun çelişiği de doğru ya da yanlış değildir. Bu nedenle insan, varlık ve onun bilgisi hakkında kesin bir yargıda bulunmamalıdır. İnsanı yaşamda mutluluğa ulaştıracak tek yol budur. Pyrrhon’a göre, hiçbir konuda hüküm vermeme tavrı, insanı gereksiz korku ve sıkıntılardan kurtararak ruhsal sükûnete (ataraksiya) götürür.

            * Timon; Ona göre, nesneler kesin olarak birbirinden ayırt edilemezler. Nesneler değişme içindedirler ve haklarında bir yargı verilemez. Algı ve tasavvurumuz, nesnelerin değişmesi karşısında ne doğru ne de yanlıştır. Bunun için algı ve tasavvurumuza güvenemeyiz. Eğer böyle hareket edersek o zaman ilkin nesneler hakkında yargı vermekten kaçınmaya, sonra da ruhun mutluluğuna ulaşırız.   

 

            2 – Doğru Bilginin İmkânı

            Hangi yolla olursa olsun insan doğru bilgiye ulaşabilir tavrı Felsefede Dogmatizm adını alır. “İnsan varlığı doğru ve kesin olarak bilir” anlayışı doğru bilginin mümkün olduğunu kabul ediştir.

            İnsanın ulaştığı bu doğru bilgilerin kaynağı konusunda farklı görüşler ortaya konulmuştur. Bu görüşler ve önemli temsilcileri şunlardır;

            I – Rasyonalizm (Akılcılı) “Akla dayanan bilgi doğru bilgidir”

            Doğru bilginin akla, onun bir fonksiyonu olan düşünmeye dayandığını ileri süren görüştür. Zorunlu, kesin ve genel – geçer bilgi akıldan, düşünceden doğar. Duyum ve algılar insana geçici, doğruluğu kesin olmayan bilgiler verir. Doğru bilgilerimizi doğuştan getirdiğimiz akıl ilkelerinden ediniriz.

            Önemli Rasyonalist düşünürler şunlardır;

a) Sokrates (M.Ö. 469–399) “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir”

Ona göre insan bilgilerini doğuştan getirir. İnsan ruhunda uyku halinde bulunan bilgiler Doğurtma sanatı / Maiyotik yöntem ile açığa çıkarılır.

Karşılıklı konuşmaya dayanan bu yöntemin ilk aşamasında Sokrates değişik sorular sorarak karşısındaki kişinin hiçbir şey bilmediğini göstermeye çalışır. Bu aşama İroni - alay aşamasıdır. İkinci aşamada farklı sorular sorularak kişiden konu hakkında bilgiler alınır. Bu aşama Doğurtma aşamasıdır. Kişinin aklında olan doğru bilgiler ortaya çıkarılır.

Sokrates’e göre, insan doğru bilgileri elde edebilir. Çünkü bu bilgiler doğuştan insanın aklında vardır.

b) Platon (M.Ö. 427–347)

Platon’a göre, doğru bilgi ancak değişmeden kalan varlıklara ait olabilir. Çevremizde durmadan değişen varlıklar hakkında kesin bilgi edinilemeyeceğini düşünür. Buradan hareketle iki ayrı evren olduğu sonucuna ulaşır. Birincisi, içinde yaşadığımız ve duyularımızla algıladığımız Duyular Evrenidir. İkincisi ise, duyular evrenindeki her şeyin ilk örneklerini oluşturan, gerçek varlıkların bulunduğu İdealar Evrenidir. İdealar evrenin de değişme yoktur ve İdealar akıl ile kavranabilir.

Duyuların verdiği bilgiler aldatıcı ve mükemmellikten yoksundur. Platon bu bilgilere Sanı (Doxa) adını verir. Aklın verdiği bilgi ise kesin ve doğru bilgidir. Akıl, asıl gerçek olan İdeaları konu alır. İnsan ruhuyla İdealar, bedeniyle Duyular evrenine aittir. Ruh ait olduğu İdealar evrenini hatırlar. Bu hatırlama bize gerçek bilgiyi verir. Bu bilgi deneyden gelmeyen, akılda doğuştan bulunan bilgidir. Felsefenin görevi bu hatırlamayı kesinleştirip doğru bilgiler edinilmesini sağlamaktır .

(Felsefe tarihçileri Sokrates’in Felsefeyi gökten yere indirdiğini, öğrencisi olan Platon’un ise Felsefeyi tekrar göğe çıkardığını söylerler.)         

            c) Aristoteles (M.Ö. 384–322)

Platon’un öğrencisidir. Ancak Platon’un İdealarını gerçek varlık olarak kabul etmez. Ona göre gerçek olan, tek tek gördüğümüz nesnelerdir.

Aristoteles aklı ikiye ayırır. Edilgin akıl ve Etkin akıl.

Edilgin Akıl Duyular yoluyla aldığımız bilgileri işleyip şekillendirir. Etkin Akıl ise şekillendirilen bu bilgileri doğru bilgi haline getirir .

Aristoteles’e göre akıl, bilgi taşıyıcısı değil, bilgiyi üretendir. Akıl yapısı gereği dış dünyadan aldıklarını doğru bilgi haline getirir. Bunu yaparken de Tümdengelim yöntemini kullanır. “Bütün ağaçlar canlıdır“ önermesine dayanarak çamın, meşenin canlı olduğu yargısına ulaşmak.

d) Farabi (870–950)  

Aristoteles’in bilginin kaynağı konusundaki görüşlerini benimsemiştir. Farabi’ye göre iki türlü bilgi vardır. Duyusal bilgi ve Akli bilgi.

Duyusal Bilgi; Duyu organlarınca alınan, bilimsel değeri olmayan bilgilerdir. Akli Bilgi; Duyu organlarının verdiği bilgilerin işlenip kavramlara ve yargılara dönüştürülmesiyle elde edilen genel–geçer bilgilerdir.

            Farabi’ ye göre en güvenilir bilgi edinme aracımız akıldır. Akıl edindiği bilgi ile iyi–kötü, doğru–yanlış, güzel–çirkin ayrımını yapar. Gerçek olan tek varlık Allah’tır.

e) Rene DESCARTES (1596–1650)

            Yeniçağ Rasyonalizminin ve Analitik geometrinin kurucusudur. Ona göre Felsefede yapılacak şey, düşünmeye başlarken, sağlam bir nokta bulmalı ve bunun üzerinde birleştirmeler yapılmalıdır.

            Descartes işe kendisinden şüphe edilemeyecek gerçekler aramakla başlar. Ona göre dış dünyayı duyular yoluyla bilebiliriz. Ancak duyular yanıltıcıdır. Gördüğümüzü sandığımız şeyler bazen gerçek olmayabilir. Bu durumda varlıkların ve hatta Tanrı’nın varlığından bile şüphe eder. Geride şüphe edemeyeceği tek bir şey kalmıştır o da “Şüphe etmekte oluşumdur. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünüyorum o halde varım. (Cogito ergo sum)”  sonucuna ulaşır. 

            Descartes bu bilgileri, duyulardan değil, doğrudan düşünceden üretmiştir. Yani doğru bilgiye akıl yoluyla ulaşmıştır. Şüpheyi, doğru bilgiye ulaşmak için bir araç olarak kullanmıştır.

f) Friedrich HEGEL (1770–1831)  

Hegel’e göre, deneye başvurmadan, sadece düşünce ile kesin, doğru bilgilere ulaşılabilir. Felsefesinin çıkış noktası Akıl’dır. “Akli olan gerçek, gerçek olan aklidir.” Varlıklar aklın bir ürünüdür. Kavramlar üzerinde düşünülerek kesin bilgilere ulaşılabilir.

Hegel’e göre her şey üç aşamalı bir biçimde oluşur. Tez Anti TezSentez. Hegel buna Diyalektik Yöntem adını verir. Diyalektik varlığı meydana getiren yasadır. Buna somut bir örnek verelim; Çiçek (Tez) - Çiçeğin yok olması (Anti Tez) - Meyve (Sentez). Çiçek, meyvenin ortaya çıkmasına yol açar. Ancak meyvenin ortaya çıkması için çiçeğin yok olması, ortadan kalkması gerekir. Bu bağlamda, olmakta olan her şey, hem var olan, hem de yok olan şeydir.

 
HOŞGELDİNİZ
 
SON DAKİKA HABER
 

Türk ve Dünya Tarihinde Yaşanan Olaylar
TT FATURA SORGULA
 

TÜRK TELEKOM FATURA SORGULAMA
HizmetNo:
Ör: Telefon hizmeti için: 3121234567
Aşağıdaki resimde görülen güvenlik kodunu giriniz:
Soru ve Sorunlarınız için 444 1 444'ü arayınız.

HAVA DURUMU
 
TV'de Bugün
sitene ekle www.seninininternetin.tr.gg
Günlük Burç
 
Bugün 19502 ziyaretçi (33950 klik) kişi burdaydı!


webmp3indir
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol